4 Mart 2018 Pazar

Doların yükselişinin iktisadi ve siyasal etkileri...

Türkiye, yılın son çeyreğinde dolar kurundaki yükselişleri ve olumsuz etkilerine odaklandı. 
ABD - Türkiye arasında yaşanan vize krizi dolar kurundaki yükseliş için güzel bir bahane olduğunu söyleyebiliriz. Piyasa oyuncuları 3,40’dan satın aldığı doları yoksa nasıl satıp kâr edeceklerdi ? 
Hem de yüksek dolar, düşük TL yatırımcılar için bulunmaz bir nimetti. BIST 100 endeksi halen 110 bin puanın üzerinde kalıcı oluyorsa sebep “ Bir taşla iki kuş vurmak.” Sonuçta kazanan yabancı yatırımcılar! Bizim kazanmamız için bir an önce “Zihniyet reformu“ yapmamız gerek. 
Önceliğimiz dolar talebini azaltmak olmalı. 
Vatandaş banka mevduatlarında halen dolar tutuyorsa bu bir sorun demektir. 
Çünkü doların yükselmesi işsizlik, enflasyon rakamlarının çift hanede kalmasına, sanayi ve üretim rakamlarının azalmasına, tüketim ve yatırım mallarında azalmalar devam edebilir. Ancak şunu unutmamalıyız asıl sorun döviz değil, enflasyon ve faiz. Enflasyon ve faiz oranlarının yüksek olması TCMB’nin elini zayıflattığı gibi tedbirlerinde yetersiz kalmasına neden oluyor. Bizim vatandaşa şu çağrıyı yapabilmemiz çok önemli : “Türkiye ekonomisinin güçlenmesi, sistem değişikliği normal olarak rakiplerimizi rahatsız ediyor. Yeni dünya düzeninde Türkiye’nin konumunun her geçen gün artması, beraberinde riskler doğuruyor. Mesela; Türkiye Suriye operasyonunu başlatmasaydı, terörle mücadelede kararlı bir tutum içinde olmasaydı, ABD ve Avrupa’nın yaptırımlarına sessiz kalsaydı, Ticari ortaklarıyla tekrar diyaloglar başlatmasaydı gelecekte Türkiye, istediği konuma gelemezdi. Hatırlarsanız Avrupa’nın, seçimler öncesi Türkiye’ye ve Türk vatandaşlarına karşı sözlü ve fiziki uygulamaları kabul edilebilir bir türden değildi. ABD’nin ise Türkiye’yi içine alan Ortadoğu projesi hayali beraberinde ekonomik yaptırımlarda gündeme getirebilir. Biz devlet ve millet olarak el ele vereceğiz ve bu süreci de alnımızın akıyla aşacağız.” Başaramazsak ekonomik olarak sıkıntılı bir sürece girebiliriz. Yaklaşık üç aydır yaptığım uyarıların bugünler için olduğunu anımsatmak isterim. Ya “Dolar seviciler kazanacak, ya da Türkiye” Siyasal etkileri ise belirsizliğe neden olacak en riskli gelişmedir. Siyasi kısır tartışmalar yerine birleştirici bir dil kullanılması, büyük önem arz edecektir. Ekonomik kuşatmaları fırsat bilmek, erken seçimi çare olarak görmek bugün için çözüm değil, çözümsüzlüktür...