9 Mayıs 2019 Perşembe

Az Sermayeli İşler Arasından Sizin Tercihiniz Hangisi?

SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ & UNUTMAYIN TEK GELİR KAYNAĞIMIZ REKLAMLAR & SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ

Tam zamanlı iş fikri size uygun değilse, kendi işinizi kurmak gibi sürekli güçlenerek artan bir isteğiniz varsa ancak az sermaye birikiminiz nedeniyle kendinizi dizginliyorsanız; belki de büyük bir yanlış yapıyorsunuzdur!
Çevrenize her baktığınızda problem ya da eksiklik olarak nitelendire bildiğiniz tüm unsurları kendi iş fikrinize dönüştürebilirsiniz. Girişimciliğin ruhunda yaratıcılık yatsa da basit fikirler her zaman en çok tutanlardır, önemli olan eksikliği görmek ve fayda sağlamaktır. Kendi iş fikrinizi bulmakta zorlanıyorsanız, denenmiş ve başarılı sonuçlanmış düşük sermayeli işler listelerine de göz gezdirebilirsiniz.
Az sermayeli iş fırsatları arasından seçim yaparak sizi en çok yansıtan, en başarılı olabileceğiniz ve aynı zamanda para kazanmak için farkınızı konuşturabileceğiniz işler hayatınızı değiştirebilir. İş kurmak için illa ki yüksek bütçeli fikirlere yönelmek zorunda olmadığınızın, küçük sermayeli işler de yapabileceğinizin ve üstelik yüksek kar elde edebileceğinizin kanıtı olan işler sizleri bekliyor!

Halı Yıkamacı Dükkanı Açmak

Elektrik süpürgeleri de bir yere kadar! Ev temizliği söz konusu olduğunda asla taviz vermeyen kadınlar aile sağlığının da en sıkı savunucuları! Dolayısıyla size göre eviniz bal dök yıka kıvamında olsa dahi o halıların içinde biriken ev tozu akarlarının, pisliklerin ve tozların giderilmesi gerekiyor. Dip temel temizlik yapıldığında halılar yıkama dükkanına gönderilince evin kokusu bile değişiyor. Bu şekilde düşünen yalnızca biz olmadığımız için halı yıkamacı dükkanı açmak az sermayeli iş fikirleri arasında en çok tercih edilenlerden biri olarak yorumlanıyor.
Halı yıkamacı dükkanı açarak siz de nüfusu yoğun mahallelerde ya da işlek konumlarda yüksek kazanç elde edebilirsiniz. Bir aracınız varsa bu aracı teslimat için kullanabilir, çok da pahalı olmayan halı yıkama makineleri alarak kendi iş fikrinizden para kazanmaya başlayabilirsiniz. Müşteri ilişkilerinizi sıkı tutarsanız, SMS pazarlama tekniklerinden yararlanırsanız ve hatta Instagram sosyal medya platformunda tanıtımınızı yapıp kampanyalarınızı duyurursanız sevgili kadınların dikkatini çekme yarışını önde tamamlayabilirsiniz. Halı yıkamacı dükkanı açtığınızda bir kitleniz oluşacağı için işlerinizi koltuk yıkama hizmeti ile de çeşitlendirebilirsiniz. Böylece talep dahilinde koltuk yıkama hizmeti verdiğiniz müşterilerinizin halılarını da alıp dükkana geri dönebilirsiniz!

Al Sat Yapmak

Geçtiğimiz günlerde al sat yapmak ile ilgili çok detaylı bir yazıyı sizlerle paylaştık. Ürünleri piyasa değerinin altında satın alıp üzerine kârınızı koyarak müşterilerinize satış yapmanız prensibine dayanan al sat yapmak, küçük sermayeli iş fikirleri arasında yer alır. Al sat yapılabilecek ürünler arasında tercih yaptığınızda, ki bu tercihi yaşadığınız yer, internete olan hakimiyetiniz, belirlediğiniz satış yöntemi ve sermayeniz doğrultusunda yapmalısınız, yüksek kazanç elde etme fırsatına sahip olabilirsiniz. Al sat yaparak para kazanmak için akıllı saatlerden otomobil aksesuarlarına, ev yemeklerinden birbirinden farklı takılara, arsalardan evlere kadar birçok alternatifiniz olacaktır. Konu hakkında detaylı bilgi almak isterseniz Al Sat Yaparak Para Kazanmak İsteyenlere Özel Öneriler makalemize göz gezdirebilirsiniz.

Butik Hamburgerci Açmak

Butik hamburgerciler fastfood kültürünü gurme kalitesine taşımanın yolu olabilir.
Gençlere hitap etmek ve göreceli olarak daha yüksek sermaye birikiminizi değerlendirip yatırım yapmak istiyorsanız son yılların gözdesi olan butik hamburger dükkanı açmayı düşünebilirsiniz. Yaklaşık 25 m2’lik bir dükkan bularak farklı lezzetler ortaya çıkarabilirsiniz. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük illerin en işlek caddelerinde ve en elit konumlarında açılan butik hamburgerciler ciddi bir gelir elde etmektedir. Bayilik veren firmalar incelendiğinde de en çok tercih edilen dünya devlerine, bu küçük sermayeli iş fikri ile kafa tutabilirsiniz. Elbette kar oranınız onlar kadar olmayabilir ancak işletmenizi açtığınız lokasyonda kısa sürede markalaşmayı başarabilirsiniz.
Butik hamburgerci açarak damak zevki gelişmiş veya farklı lezzetleri denemek isteyen kişileri müdaviminiz haline getirebilirsiniz. Eğlenceli ve bir o kadar da karlı bu iş fikri ile çok daha kar etmek isterseniz yalnızca sizin işletmenize özel hamburger çeşitlerinizi çıkarabilirsiniz. Gerçek anlamda başarılı olmak ve para kazanmak isterseniz alanında en iyi ustayı bulmalı ya da ortağınızı ustalar arasından seçmelisiniz. Menünüzü hazırlarken hem Türk damak tadına uygun hem de sıra dışı lezzetleri eş zamanlı olarak düşünmelisiniz. Evlere servis yapar ve işletmenize gelen müşterilerinizi lezzetinizle de hizmet kalitenizle de etkilerseniz hamburger dükkanı açmanın tüm avantajlarını yaşayabilirsiniz. İşletmenizin konumu, alanı ve ürün çeşitliliğinize bağlı olarak almanız gereken mutfak aletlerine yaklaşık 50 bin – 100 bin TL arasında yatırım yapmanız gerekebilir.

Meyve Suyu Barları Açmak

Hem karlı hem sağlıklı bir iş fikri; Meyve Suyu Barları
Sıcak yaz günlerinde iç ferahlatan kışın ise vücudun ihtiyacı olan mineral ve vitaminleri sunan taze meyveler sizin yeni işiniz olabilir. Meyve suyu barları açmak için yüksek bir sermaye gerekmez. Düşük sermayeli iş fikirleri arasında yer alan meyve suyu barları, personel çalıştırmanıza gerek kalmadan size karlı bir kapı açabilir. Farklı lezzetleri sunarak ve mümkün olduğunca işlek bir konuma yerleşerek siz de bardağı 5-10 TL arasında satılabilen meyve sularının kar marjının avantajlarını yaşayabilirsiniz. Meyve suyu barı açmaya karar verirseniz faaliyet göstereceğiniz il, ilçe özelinde egzotik meyvelerle de ürün çeşitliliğinizi arttırabilirsiniz. Meyvelerinizin arasına mango, ananas ve avokado çeşitler de eklediniz mi değmeyin keyfinize!
Kar marjı yüksek olan tariflerle sağlıklı beslenmek ve ihtiyacı olan enerjiyi taze meyvelerden almak isteyen kitlenizi memnun edebilirsiniz.

Balık Büfesi Açmak

Sahillerin vazgeçilmez işletmesi; Balık Büfesi
Özellikle denize kıyısı olan şehirlerde balık oldukça sık tüketilen bir gıdadır. Ancak balık pişirmek başlı başına bir derttir; kızartması yapılsa tüm ev kokar, buğulaması yapılsa herkes yiyemez, fırına atılacak olsa yok puluydu yok temizlenmesiydi derken bezdirici bir hal alır. Bunun içindir ki balık restoranları her geçen gün yaygınlaşır. Fakat sorun da burada başlar, balık restoranlarına gitmek biraz cesaret ister. Özellikle denize nazır bir konumda bulunuyorsa o restoran gelecek hesabın ne kadar olacağı korkusu balığın lezzetini geride bırakır. Türkiye gibi üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede balık ekmek kültürünün ‘belli başlı yerler hariç’ yeterince yaygın olmaması küçük sermayeli işler arayışında olanların yüzünü güldürür.
Nitekim Türkiye’deki bu açık büyük firmaların da gözünden kaçmamıştır. Yaklaşık 50 bin TL sermaye ile bayilik veren firmalar giderek artmaktadır. Ancak balık büfesi açmak ve hazırladığınız balık ekmeklerle işletmenizin önünde kuyruklar oluşsun istiyorsanız illa ki büyük firmalardan bayilik almak zorunda da değilsiniz. Neticede büyük firmalar bayilik bedeli ile marka bilinirliğini size satıyor, birçok sektörde bayilik almak en mantıklı yol olsa da, söz konusu balık ekmek olduğunda maharet el lezzetine kalıyor. Dememiz o ki; siz de 20 bin TL dolayında sermayenizi değerlendirmek isterseniz yaz kış satış yapabileceğiniz lokasyonlarda kendi balık büfenizi kurabilirsiniz.

Kadınlara Özel Spor Merkezi Açmak

En yeni iş fikirleri arasında yer almasa da kadınlara özel spor merkezi açanların karlılığı tüm girişimcileri imrendiriyor. Her yaştan kadının akın akın üyelik yaptırdığı kadınlara özel spor salonlarında sınıf dersleri kadar bireysel antrenmanlar da talep görüyor. Gençler her mevsim fit kalmak ya da kilo vermek için; orta ve ileri yaş kadınlar da sosyalleşip sağlıklarını korumak için spor salonlarına gidiyor.
İşletmenizi açmaya karar verdiğiniz lokasyondaki kadın nüfusuna dikkat ederseniz, yanınıza kadın bir ortak bulursanız bu sektörün duayenlerinden olan firmalardan bayilik alabilirsiniz. Ortalama 50 bin TL sermaye ile yapılabilecek işler arasında yer alan bu girişimcilik fikri kısa, orta ve uzun vadede sizin lehinize sonuçlanacaktır. İşletmenizin başarısını arttırmak isterseniz sosyal medyada profil açabilir, dönemsel indirim kampanyaları düzenleyebilir, müşterilerinizin geçirdikleri değişimi onlardan izin alarak sergileyebilir ve kısa sürede hayalinizdeki işin başında olduğunuzu fark edebilirsiniz. 

Çocuklar İçin Aktivite Merkezi Açmak

Çalışan anne ve babalar için harika bir işletme: Çocuklar İçin Aktivite Merkezleri
Yaklaşık 50 bin TL sermaye ile çocuklar için aktivite merkezi açabilirsiniz. Çocukları seviyorsanız, onların güvenliğini önceliklendiriyorsanız bir de işletmenizin hijyen standartlarını yüksek tutmayı başarabilecekseniz ebeveynlerin yeni gözdesi haline gelebilirsiniz. Şehir yaşamının yarattığı olumsuzluktan çocuklarını uzak tutmak isteyen ve arada bir de olsa çocuklarının farklı deneyimler yaşamasını isteyen ebeveynlerin aktivite merkezlerine yoğun ilgi gösterdiğini söyleyebiliriz.
Farklı yaş gruplarına özel eğitici ve öğretici oyunlar kurgulayarak, konusunda uzman profesyonelleri işe alarak çocuklarla neşeli ve bir o kadar da hareketli günler geçirebilirsiniz. İşletmeniz uygunsa ebeveynlere satış yapabileceğiniz bekleme alanları oluşturabilir ya da aktivite merkezinde doğrum günü gibi özel kutlamalar için organizasyonlar düzenleyebilirsiniz.
Çocuklar için aktivite merkezi açmak istiyorsanız lokasyon seçiminize her zamanki gibi özen göstermelisiniz. İşlek lokasyonlar ya da AVM’ler bu aşamada önceliğiniz olmalı, ancak yüksek kira bedelleri sizi yoracaksa rahat ulaşılabilir lokasyonlara da yönelebilirsiniz. Böylece hem hafta içi hem de hafta sonu çocukları ile kaliteli zaman geçirmek ve çocukları sosyalleşsin isteyen ebeveynlerin tercihi haline gelebilirsiniz.

Spor Hocalığı Yapmak

Spor salonu açacak sermayeye sahip olmayanlar için bir fikir; Spor Hocalığı
Spor salonu açacak sermayenizin olmaması spor eğitmenliği yapıp sektöre adım atmanıza engel olmaz. Küçük sermayeli işler arasında sayılan hatta sermayesiz işler kategorisine giren spor eğitmenliği için siz de zaman kaybetmeden girişimlerinize başlayabilirsiniz. Elbette uzmanlık gerektiren bu iş fikrini hayata geçirebilmeniz için arkanızda sağlam referanslarınızın bulunması gerekebilir. Geçmiş dönemde spor eğitmenliği tecrübeniz varsa, bu işin eğitimini aldıysanız, kendi işinizin sahibi olmak istiyor ancak ne yazık ki sermaye yetersizliğine teslim oluyorsanız yola daha küçük adımlarla çıkabilirsiniz. Sizi tercih eden kişilerin hayatını değiştirmek ve onları daha sağlıklı hale getirmek için çalışırsanız eğitmenlik ücretinizin saat başı fiyatını ciddi oranda arttırabilirsiniz, sonrasında neyse asıl girişimcilik hayaliniz onu gerçekleştirecek sermaye birikimine kavuşabilirsiniz.

Dijital Pazarlama Ajansı Kurmak

Son Zamanın Modası; Dijital Pazarlama Ajansı
İnternet dünyayı da dünyalıları da esir aldı. Alışveriş alışkanlıklarımızdan toplumsal görüşümüze, çalışma düzenimizden giyim tarzımıza her şey internetin etkisinde kalmaya başladı. Şirketler için ise internet hem bir fırsat hem de büyük bir dezavantaj yarattı. Gelişemeyen ve internete has kurallara ayak uyduramayan işletmeler maalesef teker teker kepenk indirmeye başladı.
İnternet tüm işletmelere bir bakıma fırsat eşitliği sağladı, internetteki dijital izlerini çoğaltan, web sitesi ile milyonlarca kişiye erişme fırsatı yakalayan ve sosyal medyada marka sadakatini arttıran firmalar tüketicilerin vazgeçilmezleri haline aldı.
İnternet ve çevresinde gelişen dijital pazarlama yöntemleri önem kazanınca reklam ajansları da kabuk değiştirmeye başladı. Artık dijital pazarlama ajansları kaliteli hizmet verdikleri takdirde birçok firmadan iş alabilir hale geldi. Dijital pazarlama ajansı dediğimizde aklınıza dizilerdeki devasa ofisler gelmesin, başlangıçta yalnızca şirket kuruluşu yapmanız ve kendinize sanal ofis gibi uygun alternatiflerin avantajını sunmanız yeterli.
Siz de dijital pazarlamanın en azından bir dalında uzmanlaşmışsanız, müşteri ilişkileriniz iyiyse, pazarlama ve satış benden sorulur diyenlerdenseniz ajansınızı kurmamanız için hiçbir nedeniniz yoktur. Komplike yatırım gerektirmeyen ve küçük sermayeli işler arasında yer alan dijital pazarlama ajansı açmak size hayatınızın fırsatını sunabilir. İlk olarak spesifik bir sektör belirler, o alanda referanslarınızı güçlendirir, sizinki gibi küçük ancak yenilikleri takip eden kardeş ajanslarla iş birliği yaparsanız dijital dünyanın karlılığını yaşayabilirsiniz.

Çiğ Köfte Bayiliği Almak

İlk aklınıza gelen fikir; Çiğ Köfte Bayiliği
Az sermayeli işler hakkında yazılan tüm yazılarda isteseniz de istemeseniz de çiğ köfte bayilik önerisiyle karşılaşırsınız. Bu karşılaşma rastlantı da değildir, çiğ köfte bayilikleri yatırımları oldukça az sermaye gerektirir ve çiğ köfte sevilen bir lezzet olduğu için sürümden kazandırır. İşlek lokasyonlarda açılan, içli köfte, içecek alternatifleri gibi lezzetlerle çapraz satış olasılığı arttırılan çiğ köfte bayilikleri sahiplerine yüksek kazanç elde etme imkanı sunar.
Çiğ köfte bayiliği almak isteyenler ücretsiz bayilik veren firmalar ile de düşük bütçe ile bayilik veren firmalar ile de karşılaşabilir. Marka bilinirliğine önem verenler ortalama olarak 30 bin TL sermaye ile anahtar teslim bir işletmenin sahibi olabilir. Çiğ köfte bayilik açarak para kazanmak isteyenler işletme hijyenine önem vererek, müşteri memnuniyetini önemseyerek, hızlı servis sunarak ve evlere paket servisi vererek beklentilerinin üzerinde bir karlılık yaşayabilirler.

Solucan Gübresi Üretimine Başlamak

Popüler ama kirli bir iş fikri; Solucan Gübresi Üretimi
Az sermaye ile çok kazandıran işler kategorilerinin yıldızlarından biri ile karşınızdayız. Solucan gübresi faydaları organik tarımın ön plana çıkmasıyla birlikte giderek daha cazip hale gelmiştir. Gıda atıklarının solucanların sindirim sistemlerinden geçmesi yoluyla elde edilen solucan gübresi; yüksek besin değerleri ile son yıllarda organik tarım yapanların vazgeçilmezleri arasına girmiştir.
Kırmızı Kaliforniya solucanı tedariki ile başlayan solucan gübresi üretim süreci uygun koşullar sağlandığı takdirde girişimcilere yüksek karlılık sunabilir. Topraktaki PH dengesini düzenleyen, ürünlerin daha lezzetli olmasını sağlayan, bitki köklerini güçlendiren, bitkilerin direncini yükselten ve toprakta bulunan zararlı bakterileri ortadan kaldıran solucan gübresi üretimi, küçük sermayeli iş fikirleri arasında en zahmetsiz olanların başında gelir.
Solucan gübresi üretimi maliyeti, üretim tesisinin büyüklüğü doğrultusunda değişiklik gösterebilir. Devlet teşvikleri de alınabilen bu iş fikri için yatırım yapmak isteyenlerin başlangıç aşamasında 5 bin TL ila 10 bin TL arasında sermayeye sahip olması yeterli gelir. Solucan gübresi üretimi solucan yetiştiriciliği ile de desteklendiği takdirde girişimcilere hatırı sayılır oranda kar bırakır. Tesis büyüdükçe yatırım maliyeti artsa da solucan gübresi yetiştiriciliğinin her halükarda karlı olduğu gerçeği yadsınamaz.

Yarasa Gübresi Satmak

Personeli gece çalışsın isteyen patronlar için; Yarasa Gübresi Üretimi :)
Gübre üretimi ve satışı ile ilgili ilk önerimizi sunmuşken yarasa gübresinden bahsetmemek olmazdı. Yarasa gübresi üretimi yaparak para kazanmak organik tarım yapanlara hitap etmeyi düşünenler için az sermaye ile yüksek kazanç sunan iş fikirleri arasında yer alır. İçerdiği vitaminler ve mineraller nedeniyle organik tarımın olmazsa olmazları arasında yer alan yarasa gübresi aynı zamanda magnezyum, demir, fosfor ve kalsiyum gibi mineraller bakımından da oldukça zengindir. Hem yurt içi hem de yurt dışı pazarına satış yapmayı düşünen girişimciler bütçeleri ile orantılı olarak mağara kapatabilirler ya da yarasa evleri yaptırarak bu ürünü toplama ayrıcalığına erişebilirler. Bu fikir önceden tuttu, yine tutabilir, bizden söylemesi…

Danışmanlık Hizmetleri Vermek

Uzmanlığınız ile gelir elde edin; Danışmanlık Hizmetleri
İsterseniz freelance olarak sermaye harcamadan isterseniz şirketinizi kurarak düşük sermayeli iş fikirleri arasında yer alan danışmanlık hizmetlerini sunmaya başlayabilirsiniz. Bu iş fikrini hayata geçirmek için farklı alanlarda uzmanlıkları bulunan kişilerle ortaklaşa projeler alabilir ya da kendi uzman olduğunuz alanda deneyimlerinizi ve bilgi birikimlerinizi ihtiyaç duyanlara aktarabilirsiniz. Sizin tarafınızdan belirlenen ücret aralıkları ile hedef kitlenizi ayrıştırma ayrıcalığına da danışmanlık hizmetleri ile kavuşabilirsiniz. Danışmanlık hizmetleri verecekseniz sosyal medya platformlarında mutlaka var olmalısınız. Özellikle iş dünyasının ritminin tutulduğu LinkedIn platformunda kendinize geniş bir çevre oluşturabilirsiniz. Bilgi ve deneyimlerinizi aktaran blog yazıları ve farklı içerikler hazırlayabilir, kendinize bir Youtube kanalı kurabilir ya da freelance sitelerine danışmanlık ilanı açarak faaliyetlerinize zaman kaybetmeden başlayabilirsiniz.


Üreten Türkiye İçin Üretim Odaklı İş Fikirleri

SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ & UNUTMAYIN TEK GELİR KAYNAĞIMIZ REKLAMLAR & SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ



Türkiye’nin ekonomik sorunlarını kalıcı olarak geride bırakması için yapısal reformlar bu günlerde sıklıkla gündeme taşınıyor. 

Tüketen bir toplumdan üreten bir topluma dönüş yapılması için zorlu ancak bir o kadar da aydınlık bir süreç yakında görünüyor. 

Herkesin üreten bir toplum fikrine odaklanabilmesi için üretim odaklı iş fikirlerini içeren bir liste de biz hazırladık. “Ne üretebilirim?” diye düşünen herkese uygun bir ürün bulunan, hali hazırda piyasası bulunan üretilebilir ürünleri geleceğin üreticilerine sunuyoruz.



Üretim yapmak Türkiye dahil tüm dünya ülkelerinin güçlü olmasının ardındaki en önemli unsurlardan biridir. Ekonomik anlamda refah seviyesinin arttırılması ve toplumsal huzurun sağlanması için üretim odaklı iş fikirleri her zamankinden önemli hale geliyor. 

Ülkemizin hem bugünü hem de geleceği için bu günün girişimci ruhlarına geleceği parlak iş fikirleri ekmek

Tarımsal üretim ve sanayi üretimi özelinde yapılan çalışmalarla içerisinde bulunan zorluklar aşılabilir, ülkemizin siyasi arenada gücü artabilir ve belki de en önemlisi halkımızın hayat kalitesi yükseltilebilir.

Ekonomik kalkınma sağlanması ve üretim toplumuna geçilebilmesi için yalnızca hükumet yetkililerin atacakları adımlardan medet ummak doğru bir yaklaşım olmayacaktır. 

Girişimciler üretim odaklı iş fikirlerine yönelerek hem kendi bütçelerini hem de ülke ekonomisini rahatlatabilirler. Bu yazımızda üretim odaklı iş fikirleri önerilerini bulabilirsiniz.

Binlerce Yıllık Meslek: Tarımsal Üretim Planlayanlar İçin İş Fikirleri


Üretimin atası tarım! Dünya ne kadar teknoloji üretirse, teknolojiden uzak olan ürünler de o kadar değerleniyor. 

Siz son teknolojinin imkanlarını kullanarak domates üretirseniz, geleneksel yöntemler ile üretilen domatesin değeri de artacaktır. “Ben topraktan uzaklaşmam” diyenler için, tarım odaklı iş fikirlerine göz atalım.

Akdeniz Ülkelerinin İmzası: Zeytin Yetiştiriciliği ve Zeytinyağı Üretimi


Etrafında zeytinler bulunan bir kaseye zeytin yağı doluyor. Yakın çekim.
Ülkemizde dört mevsim yaşanıyor ve verimli topraklarımız birçok şifalı bitkiye kucak açıyor. Son yıllarda üretimi azalan ancak faydaları saymakla bitmeyen zeytin en karlı tarımsal üretim iş fikirleri arasında yer alıyor. 

Zeytin yetiştiriciliği girişimciye yüksek karlılık bırakabiliyor ve zeytinin ticari olarak değerli bir ürün olması girişimcilerin avantajlarını arttırıyor. 

Sofralık zeytin üretiminin yanı sıra zeytinyağı üretimi imkanının da bulunması zeytin yetiştiriciliği iş fikrinin tercih edilebilirliğini arttırıyor. 

Zeytin yetiştiriciliğinin tüm faydasını sağlamak isteyen girişimcilerin ise markalaşma sürecine odaklanmaları gerekiyor. Zeytinyağı ihracatı usulüne uygun tanındık bir marka ile gerçekleştirildiği takdirde bölgesel kalkınmaya katkı sunulmuş oluyor.

Uzak Doğudan Gelen Bir Üretim Fikri: Bambu Yetiştiriciliği


Çok iyi nem çekmesinin yanı sıra iç ve dış giyim ürünlerinin, banyo takımlarının, havluların, yazlık giysilerin, mutfak gereçlerinin ve hatta yalıtım malzemelerinin üretiminde kullanılan bambu bitkisinin yetiştiriciliği tarımsal üretim odaklı iş fikirleri arasında yer alır. 

Verim alınabilmesi için sabırlı olmayı gerektiren bu iş fikri yüksek kazanç getirebilir.

Bir Tekstil Ülkesinin Vazgeçilmezi: Pamuk Yetiştiriciliği


Tekstil sektörünün sürekli ihtiyaç duyduğu pamuk hammaddesi yetiştiriciliği ülkemizde son dönemde dramatik bir düşüş yaşıyor. Halbuki ülkemizde yetişen pamuklar kalitesi ile tekstil sektörünün gelişmesini sağlıyor. 

Tarımsal üretim odaklı bu iş fikrini hayata geçirenler tekstil sektörüne ürünlerini satarak aynı anda birçok sektörün hareketlenmesini de tetikliyor.

Son Yıllarda Popüler Olan Bir Üretim: Kinoa Yetiştiriciliği


Besleyici ve bir o kadar da lezzetli olan kinoa bitkisi uygun şartlar sağlandığında ve doğru teknikler uygulandığında ülkemizde de yetişebiliyor. 

Yüksek oranda protein barındıran bu bitkinin beslenme programlarına sokulması uzmanlar tarafından ısrarla tavsiye ediliyor. 

Kinoanın hem yerel ihtiyacı karşılaması hem de ihraç edilebilme potansiyelinin yüksekliği kinoa yetiştiriciliğini karlı iş fikirleri arasına sokuyor.

En Güzel Kokulu Üretim Fikri: Lavanta Yetiştiriciliği


Mor renkli mis kokulu lavantalar tarımsal üretim odaklı iş fikirleri arayışında olanlara göz kırpıyor. Lavantanın yağı, yaprakları ve çiçek olarak kendisi satışa sunulabiliyor. 

Lavantayı işleyen girişimcilerin kazançları artıyor ve lavanta üretimi iş fikri karlılığını sürdürüyor.

Sanayi Üretimi Hayal Eden Girişimciler İçin İş Fikirleri


Sanayi üretimine odaklanmak isteyen yeni nesil girişimciler için de fikirlerimiz var. Hali hazırda yurt içinde ve yurt dışında satılabilir piyasası olan ürünler için bir liste hazırladık. Her fikri gerçeğe çevirmenin şartları farklı. 

Bazı ürünler için nispeten daha mütevazi sermayelere ihtiyacınız olabilecekken, diğerleri sizden büyük miktarlarda yatırım bekleyecektir. Size düşense, şartlarınıza en uygun fikri bulup üretime odaklanmanız.

Otomotiv Üretimi İle Meşhur Bir Ülke İçin: Lastik İmalatı


Bisikletler, motosikletler, binek araçlar, uçaklar, kamyonlar ve tırlar… Araçların olmazsa olmaz parçaları arasında yer alan lastiklerin imalatı sanayi üretimi odaklı karlı iş fikirleri arasında yer alıyor. 

Sanayi üretimi yapılması hedefleniyorsa gerektiğinde teşviklerden de yararlanılabiliyor. Kauçuk sanayindeki gelişmeler diğer birçok ürün kaleminin ithalat edilme gereksinimini de azaltıyor.

İtalyanlara Rakip Olabileceğimiz Bir Sektör; Mobilya Üretimi


Koltuklar, sandalyeler, masalar, mutfak dolapları, banyo takımları, yatak odaları, bahçeler ve işletmeler için özel olarak üretilen mobilyalar girişimcilerin kazançlarını arttırabilir. Kaliteli ham madde kullanılması ve markalaşma ile mobilya sektörünün tüm karlılığı yaşanabilir. 

Ancak mobilya üretimi söz konusu olduğunda tasarımın öneminin de göz ardı edilmemesi gerekir. Mobilya üretimi yapmayı düşünenlerin markalaşmak için tüm fırsatları değerlendirmeleri önerilir.

Gelenekten Geleceğe Bir İş Fikri; Deri Ürünleri İmalatı


Tekstil sektörünün bir alt dalı olarak ifade edilen deri ürün imalatı, dört mevsim turistin ağırlandığı ülkemize döviz girdisini arttırabilir. 

Sahil kesimlerinde özellikle Ege Bölgesi’nde sıklıkla karşımıza çıkan deri ürün satışı dükkanları yeniden canlanabilir ve yaz ayları başta olmak üzere tüm yıl boyunca gelir elde edilebilir. 

Üstelik ihracat olanakları da takip edilirse deri ürünleri imalatı karlılığı arttırılabilir.

Geleceğin Sektörü Kozmetik: Makyaj Ürünleri İmalatı


Kozmetik ürünleri imalatı giderek daha karlı hale geliyor. Makyaj yapma yaşının düşmesi ve kadınların iş hayatına daha fazla entegre olup dış görünüşlerine önem vermek zorunda olmaları kozmetik firmalarının cirolarını arttırıyor. 

Üretim odaklı iş fikirleri arayışında olanlar ve kozmetik sektörüne giriş yapmak isteyenler özel bir marka çalışması yaptıkları takdirde bu iş fikrinin karlılığını yaşayabiliyor.

Geleceğe Odaklanan Üretim Fikri: Teknolojik Cihazlar


Ülke ekonomimizin gelişmesi ve girişimcilerin yüksek karlılık elde etmesi için büyük bir fırsat sunan teknolojik cihazlar, maalesef ki genellikle ithal ediliyor. En basit düzeneklere sahip olan cihazların dahi ithal edilmesi yerli imalatçılar için hem fırsat hem de handikap barındırıyor. 

Teknolojik cihaz üretimi yapılmaya başlandığında, kaliteli ürünler üretildiğinde ve marka bilinirliği arttırıldığında bu sektörde para kazanma hayali gerçekleşebiliyor.

İnşaat Sektörüne Üretici Bakışı; Yalıtım Malzemesi İmalatı


İnşaat sektörünün genişlemesi yalnızca projeyi hayata geçirenlerin değil inşaat malzemeleri üretenlerin de yüzünü güldürüyor. Yalıtım malzemeleri imalatı sanayi üretimi odaklı iş fikirleri arasında yer alıyor. Sürümden kazandıran bu iş fikri markalaştırıldığı takdirde büyük projelere satış yapma imkanını da beraberinde getiriyor.


2019 krizin daha ağır hissedildiği yıl olacak

SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ & UNUTMAYIN TEK GELİR KAYNAĞIMIZ REKLAMLAR & SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ


Tamer Ashraf
Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin asıl etkisini 2019’da gösterecek, yoksulları sert bir biçimde vuracağını, çok sayıda işten çıkarma yaşanacak.

2018 yılının Türkiye’nin tarihi en büyük krizlerinden biri olarak geçtiğini söylüyorsunuz. Neden bu kadar kritik, bu kadar tarihi bir krizi Türkiye için?

2009 yılında, yani neredeyse küresel kriz başlayalı 10 sene önce Lehman Brothers’ın batışıyla başlayan bir kriz dönemi var. Bu son 10 yıl içerisinde bolca para basıldı. 

Merkez Bankaları derinleşen krizle baş edebilmek için olağanüstü bir para basımı yaptılar ve faizleri çektiler. 

Bu paraların önemli kısmı bizim gibi ülkelere geldi. Yani gelişen ülkelere geldi, Türkiye gibi. Ama, 2013 yılında artık “biz bu politikadan çıkıyoruz” sinyali verildikten sonra faiz artışları başladı. 

Geçen yıl Ekim ayında da miktar olarak, parasal olarak da daraltmaya başladılar, özellikle Amerika.

Yani biz bu noktalara geleceğini biliyorduk?

Tabii biz zaten biliyorduk böyle olacağını. Böyle adım adım, göstere göstere zaten ilan ettiler. 

Yani giderek o içinde bulunduğumuz saha koşulları zaten kurumaya başlamıştı.Birincisi bu. İkincisi; Türkiye’deki politikacılar ekonomide sanki dışarıda bunlar olmuyormuş gibi aynı politikalarla devam ettiler. 

Yüksek cari açık ve enflasyonu umursamadılar. Merkez Bankası baskı altında kaldı, faizi arttırmasını engellediler. İnşaat projeleri gibi çeşitli projelere paralar harcandı. Gelinen noktada krizin ilk adımları ortaya çıkmaya başlamıştı sağdan soldan.

Öncelikle hangi alanlarda?

Konut fiyatları bunun başında geliyor. Konut kiraları-fiyatları 2014-15’te yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı. Şimdi geriye dönüp baktığımız zaman son bir yıl içerisinde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, Türkiye genelinde konut fiyatları reel olarak düştü. 

Nominal fiyatlar yüzde 5-6 artıyor ama reel olarak düştü. Bu zaten adım adım, göstere göstere geldi. Ve tabi şu da var; Türkiye politik olarak krizlerden bir türlü çıkamadı; dahası OHAL koşulları 2016’dan itibaren. Böylece Türkiye yatırım yapılabilir notunu da kaybetti. 

Oysa uluslararası sermaye çekebilmesi için bu şarttı. Ama bunu da umursamadılar. Bu durum, yabancıların bize oyunu, dış güçler bize saldırıyor diye halka hikaye anlatıldı. 

Ve gelinen noktada Türkiye’nin ödemeler döngüsüne baktığımız zaman kabaca 50 milyar dolar açık veren bir ülke var. Ama onun yanında 20-25 milyar dolar döviz gelen bir ülke var. Sonuçta açık, aradaki fark nereden karşılandı? 

Ya Türkiye’deki iş adamlarının yurtdışındaki mevduatlarından karşılandı. Ya da bir kısım da döviz rezervi kaybıyla; yani Merkez Bankası döviz rezervi kaybıyla. 

Bunun üzerine de Avrupa ile siyasi kriz, Amerika ile siyasi krizi de ekleyin. Bunlar şunu getirir aslında; bir taraftan evet politik bir kriz yaşanıyor ama bu ülkelerle ama siyasi kriz yaşadığımız zaman o ülkelerin bankalarının firmalarının Türkiye’ye bakışı değişiyor. 

Yani Alman Bankasının Türkiye’ye açtığı kredi azalıyor. Böyle olunca, yani Türkiye’ye gelen para miktarı azalınca da ekonomik yavaşlama ve kriz gibi unsurlar ön plana çıkıyor ister istemez. Döviz gelmiyorsa döviz kuru yükseliyor.

Toplumun önemli bir kısmı, döviz kurunun ne ifade ettiğini biliyor mu?

Çok iyi biliyor. Döviz kurunun yükselmesi bir kriz demektir. Devamlı yükselirse de bunun haneye yansıyacağı çok iyi bilinir.

Dolayısıyla burada yapılması gereken bir taraftan -tamam birtakım krizler yaşayabilirsiniz belki hani geçici krizler de olabilir- ama Merkez Bankası’nın buna karşı alacağı önlemlerde elini tutmayacaksınız. Bunun anlamı şu; Türk Lirasını savunmasız bırakmayacaksınız.

Bu bir önlem mantığı içermiyor.

Değil. Tam tersine endişe yaratıyor. Döviz kıtlığı var endişesini yaratıyor. Vatandaşa dövizlerinizi yastık altına koymayın, getirin bozdurun dediğiniz zaman sokaktaki insanın bakışı şu; kur artışıyla baş edilemiyor o zaman ben gideyim döviz alayım. Ya da banka ekseninde dövizim varsa onu çekeyim. Bu söylemler insanları paniğe sevk ediyor.

Bu da gerçekleşti.

Evet. Mesela 17 Ağustos haftasında görüyoruz, 7,5 milyar dolarlık bir döviz hesaplarından çekiliş var. Mesela geçen gün çıkan, AVM’lerde dövizle kiralama yasağı var ama geçmişte bu serbesti vardı. Yasalarda da var bu serbesti. Yani dövizle kiralama yapabilirsiniz. Ev sahipleri dövizle kiralayabilir ve döviz olarak talep edebilir. 

Borçlar yasasında bunun bir engeli yok. Ama siz birden bir Türk parasını koruma kanununda değişiklik yapıyorsunuz, bu direktif yasa değişikliğiyle değil. 

Cumhurbaşkanlığı direktifleri yasaların üzerinde olamıyor. Siz diyorsunuz ki dövizle araba kiralayamazsınız, ev kiralayamazsınız. Şimdi çok basit bir örnek vereceğim. 

Devlet olarak bir taraftan köprü yapıp bu köprüyü döviz bazında geçiş garantisi veriyorsunuz, aynı dönemde AVM sahipleri döviz kredisi alıp AVM inşa ettiler.

Atılan adımlar güvensizliği besliyor

Ama iktisadi bir hak ve kazanılmış davranış biçimi olarak da o adamlar eğer gidip döviz ve borçlanıp da AVM yapmışsa dövizle kiraya vermesi normal bir şey baktığınız zaman. “Hayır artık yapamıyoruz” demek serbest pazar ekonomisinin dışına çıkıyor. 

Başka bir algı daha yaratıyor. O da şu: her gün değişik bir karar verilip bizim ticari ilişkilerimiz ters yüz edebilir. Bu da öngörülmezlik getiriyor. Ve insanların uzun vadeli bakışını engelliyor.

Kriz en çok hangi kesimleri vuracak?

Türkiye’de 17 milyon yoksul var. Ve yoksul hane halkının harcama kalıplarına baktığınız zaman en çok harcama gıda ve barınma. Ve fiyat artışının en çok vurduğu yer de gıda fiyatları. Daha henüz kur şokunu görmeden yüzde 20’lere zaten gelmişti yıllık bazda.

 Dolayısıyla yoksul kesimin harcamaları içinde bunun önemli bir yer tuttuğunu hesaba katarsak muhtemelen bu yüzde 39-40’lara vuran üretici fiyatlarındaki fiyat artışları ister istemez gıda fiyatlarına yansımaya devam edecek. Bu, Ekim’de Kasım’da Aralık’ta da devam edecek.

Enflasyon artmaya devam edecek.

Hane halkına yansıyacak. Her zaman enflasyon artışı yoksulu da vurur. Çünkü onların harcama esneklikleri yoktur. Minimum gelirle yaşamaya zorunlu oldukları için de gıdayı almak zorundasınız. Bunun kaçış yolu yok. 

Gıda harcaması yapmak zorundasınız. Barınma, ısınma harcaması yapmak zorundasınız. Yol masrafınız var. Ulaşım harcaması yapmak zorundasınız işe giderken. Burada en önemli fren koyacak unsur Merkez Bankası. Merkez Bankası eğer faizleri arttırabiliyorsa, döviz kuru artışını da frenleyebilir.

Bu geç gelen faiz artırımının nasıl bir etkisi olacak?

Faizler zaten artmıştı. Dolayısıyla Merkez Bankasının faizi arttırması şunu getirdi; evet Merkez Bankası demek ki kararlı, 6,25 faiz artışı yapabildi. O zaman orta vadede fren konulabilir beklentisi yarattı. Bu iyi bir şey. Öyle olunca uzun vadeli faizler düşmeye başladı. 

Faizleri arttırması Merkez Bankası’nın genel faiz oranlarını yukarı doğru itiyor. Tam tersine beklenti belirsizliğine azaltıp beklenti kanalından uzun vadeli faizleri düşürdü. 

Bu iyi bir şey. Bu devam ederse ve hükümet de bir ekonomi politikası ortaya koyabilirse, maliye politikasıyla beraber, o zaman biraz daha işlerin en azından bu paniğin geçmesi imkanı var. 

Ama bize borç verenlerin bize bakışı hemen değişmeyecek. Dolayısıyla Türkiye para girişlerinin azalacağı bir sürece gireceğiz. O yüzden de bu krizin hemen çözülmeyeceğini düşünüyorum ben.

Bu sürecin ne uzunlukta olduğunu, nasıl bir takvim olarak öngörüyorsunuz?

Ankara’nın bunu nasıl yöneteceğiyle ilgili. Ama ortalama senaryo olarak söyleyeyim. Dördüncü çeyrek muhtemelen ekonominin yavaşladığı, negatif olduğu bir süreç olacak. Ve muhtemelen 2019’un ilk çeyreği de 0 büyümeye yakın bir yerde olacak.

Dolayısıyla bu, şunu getirecek; ekonomik yavaşlama, şirketlerin sorunlarla karşılaşması ve işsizlik. Şirketler sorunlarla karşılaştığı zaman ister istemez eleman çıkarmaya başlayacaklar ki onlar zaten şimdiden başladı. 

Bu dalga dalga 2019’un Mart’ına, Nisan’a hatta Haziran’a kadar karşılaşacağımız bir fotoğraf olacak. Bu şekilde giderse 2019 çok ağır geçecek.

Vatandaşta bir kriz algısı oluştuğunu görüyor musunuz? Görünür bir tepki olmaması ne anlama geliyor?

İnsanların davranışlarına yansıdığını görüyorum. İktidar partisine oy verip de döviz borcu olanlar bile gidip döviz aldılar. Niye? Çünkü borçları var. Yani burada sizin hangi partiye oy verdiğinizin bir anlamı yok. Sizin sadece ekonomik çıkarlarınız var. Yani homo economicus. 

Dolayısıyla bu tabi ki diğer ticari alanlarda da yaşanıyor. Mesela kimi tüccarlar mal vermek istemiyorlar piyasaya. Çünkü yeni malı nereden alacağını bilmiyor. Bir fiyat karmaşası da var. Bunun için de insanları suçlayamayız. 

Cumhurbaşkanı’nın konuşmalarında da var; işte yüzde 50 zam falan gibi. Ben şunu hatırlatırım; Türkiye’de son bir yılda ara malı fiyat artışı yüzde 39. Birçok alanda bu yüzde 40’ları 50’leri buluyor tabi ki.

Varlık fonuyla ilgili bir sorum var. Yeni başkanı cumhurbaşkanı oldu. Bu tablo yakın gelecek için ne ifade ediyor?

Ben Varlık Fonu’nu çok fazla ciddiye almıyorum. Şundan dolayı; çünkü Türkiye’nin ne bütçe fazlası var ne de bir doğal kaynak geliri var. Bunu yapan ülkelere baktığınız zaman Rusya’nın var, Norveç’in var, Suudi Arabistan’ın var. 

Bu anlamlı , eğer bir taraftan petrol basıyorsunuz ve fazla yaratıyorsunuz. Petrol bittiği zaman ülke bütçe kaynağı olarak bu fonları kullanacak. O zaman bir varlık fonu kurup bu birikimi o pencerede yapıyorsunuz, bütçeyi hiç karıştırmıyorsunuz. 

Ama Türkiye’nin böyle bir şeyi yok. Yani Türkiye tam tersine daha böyle harcamacı bir patikaya girdi. Varlık fonu olsa olsa ancak şu olur diye düşünüyorum; Ankara’da belli bir denetim kanalına girmeden, keyfi olarak kararların alınacağı bir kamu havuzu diye görüyorum ben. 

Dolayısıyla bir varlık fonu olarak görmüyorum. Muhtemelen bir takım satışlar düşünülüyor belki potansiyel olarak. O firmanın şirketleri o varlık fonunun içine koyarak yapmayı planlanıyor galiba. 

Ama başka bir şey daha var, yani siz bunu özelleştirme kanalından yapamıyordunuz da varlık kanalından mı yapacaksınız? Varlık fonu kanalından mı yapacaksınız? 

Mesela hazine borçlanamıyordu da hazinenin borçlanamadığı parayı varlık fonu mu borçlanacak? Onun için bana daha keyfi bir pencere olarak görünüyor orası. 

Keyfi olarak devlet işlerini yürütmek, devletin varlıklarını satmak ya da kiralamak için denetim dışı bir alan olarak düşünüldüğünü görüyorum orayı.