Tanımı;
Kurumsal Kaynak Planlamanın ne olduğu
konusuna akademik bağlamda üzerinde
anlaşılmış genel kavramlar bulunmasına karşın, tanımı üzerinde tartışmalar
devam etmektedir. Kurumsal Kaynak Planlaması kavramı için değişik açılardan
bakarak farklı tanımlar yapmak mümkün olsa da en genel şekilde, bir şirkette süregelen tüm bilgi
akışının entegrasyonunu
sağlayan ticari yazılım paketleri olarak tanımlanabilir.(DAVENPORT,
1998).
ERP,
organizasyonlar için ayrıntılı bir bilgi yönetim sistemidir. Organizasyonun çeşitli
işlevlerinin tümünü birbirine bağlayan paket programları bütünüdür. Sözü edilen
fonksiyonlar: finans, imalat, satışlar, insan kaynakları vb. fonksiyonlarıdır.
Aynı zamanda ürün planlaması, satış tahminleri, kalite ve diğer organizasyonel
fonksiyonların analizini amaçlayan yazılımları da içermektedir. ERP, bir
organizasyonun bilgi sistemini standart hale getirerek omurgasını oluşturur.
Geniş çaplı bir çözüm sistemidir. Böylece doğru bilgiyi, doğru insanlara, doğru
zamanda iletir.
ERP’nin
popüler olmasının en önemli nedeni, bir organizasyonun etkin bir biçimde
faaliyete geçmesini sağlaması, uzun dönem planlamalarda kullanılabilir analiz
ve raporlamaya sahip olması ve uygulama ile sistem kaynaklarının en iyi biçimde
kullanmasıdır.( BAKİ, 2002)
Kurumsal Kaynak
Planlama kavramına 3 farklı şekilde bakmak mümkündür: (1) ERP,
bilgisayar yazılımı şeklinde alınıp
satılabilen ticari bir maldır, (2) ERP, bir kurumun
tüm süreçve verilerini tek bir geniş kapsamlı ve bütünleşik
yapı altında toplayan bir gelişim amacıdır,(3) iş süreçlerine çözümler sunan bir altyapının
anahtar öğesidir (Klaus ve arkadaşları, 2000). Bu çalışmada, yukarıda verilen
bakış açılarından tek biri üzerinde durmak yerine, ERP kavramı her açıdan
incelenmeye çalışılacaktır.
Bu sistemler adlandırılırken "Kurumsal" kelimesinin kullanılmasının
sebebi,
kapsamlarının belirli bir hizmet veya ürün üretmeye yönelik faaliyet gösteren
kurumların tümfonksiyonlarını içermesidir. ERP sistemleri
bütünün bu bütünü oluşturan parçalardan daha büyük olduğu felsefesi üzerinde
kurulmuştur. Bu felsefeden yola çıkılarak meydana getirilen ERP sistemleri,
kurumlarda daha önceleri ayrı ayrı ele alınan işlevleri birbirine bağlı
bir şekildekurumun amaçlarını yerine getirmek için
çalışan parçalar olarak ele alır ve bundan faydalanarak kurumlardaki her türlü
kaynağın (İşçilik, Malzeme, Para, Makine) verimliliğini en üst düzeye
ulaştırmayı amaçlar. Başka bir bakış açısıyla, ERP
sistemleri şirketin ortak biryerde saklanan verilerinden elde
edilen bilgilerin doğru olarak ve doğru makamlara iletilmesini sağlar. Kurumsal
Kaynak
Planlaması Sistemlerinde yer alan en temel fonksiyonlariçinde Üretim, Finans,
Dağıtım, İnsan Kaynakları, Satış&Pazarlama, Envanter Yönetimi, Satın Alma,
Kalite ve Proje Yönetimi sayılabilir.Bu genel kurumsal işlevlerin yanında ERP sistemleri,hastanelerde
hasta yönetimi, üniversitelerde öğrenci yönetimi ya da perakendecilikte yüksek
hacimli ambar yönetimi gibi sektöre özel işlevleri de desteklemektedir.
(YEDİGÜL, 2002)
ERP
sistemleri client/server teknolojisini kullanmaktadır. Yani bir serverdaki
genel ERP veri tabanı yönetim sisteminin bilgi aktarımıyla kullanıcı
uygulamasını çalıştırır. Sistemin merkezinde genel bir veri tabanı vardır ve
sistemde bulunan uygulamalar ile karşılıklı etkileşimle işlem yapılır.( BAKİ,
2002)
ERP
Sistemlerinin Temel Özellikleri
ERP
yazılımları farklı sektörlerin
farklı ihtiyaçlarına uyum sağlayabilecek seviyede
özelleştirilebilirler. Bu sebepten dolayı ERP yazılımları 3
farklı biçimde ortaya çıkmaktadır:
(1)
Yazılımın en kapsamlı ve en genel halidir, pek çok sektörü hedef alır ve
kullanılmadan önce yapılandırılmalıdır.
(2)
Yazılımın kapsamlı halinden önceden yapılandırılmış şablonlar oluşturulur. Bu
şablonlar sektöre ve firma büyüklüğüne göre özelleştirilir.
(3)
Yazılım, birinci ve ikinci şekilde yüklendikten sonra firmanın
kendi yapısına göre özelleştirilir.
Sektöre, firma büyüklüğüne ya da firmanın
kendisine göre özelleştirilmiş ERP
sistemlerinin genel özelliklerinden bahsetmek anlamlı olmayacağından ancak bu
sitemlerin en kapsamlı ve genel hallerinin ortak özelliklerinden
bahsedilebilir. Buradan hareketle, ERP sistemlerinin tanımlayıcı
özellikleri hakkındaki genel kanılar şu şekilde özetlenebilir (Klaus ve
arkadaşları, 2000)
•
Tüm sektörleri hedef alan ve kurulumu esnasında
özelleştirilebilen standart yazılım paketidir.
• Diğer
paketlere kıyasla özelleştirmeye çok daha müsait yapıya sahiptir. Çünkü,
hedefsektörü tanımlanmamış olan bu standart paketler kurulum esnasında
kurumun özel ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilmektedirler.
•
Bir veri tabanı yönetimi yazılımı, ara katman yazılımı (middleware) ya da bir
işletim sisteminden ziyade ERP bir uygulama yazılımıdır.
•
Hem ana verileri hem de iş süreçlerine ait verileri tutan bütünleşik bir veritabanıdır.
• Temel iş
süreçleri hakkında çözüm önerileri sunar.
•
Birçok kurumsal işlevi desteklemeyi hedeflemesinden dolayı yüksek oranda
işlevsel bir yapıya sahiptir.
• ERP ürün
paketleri dünya genelinde, ülkelerden ve bölgelerden bağımsız
çözümler sunmaküzere tasarlanmıştır. ERP paketleri, ülkeden ülkeye
farklılık
gösteren muhasebe işlemleri, özelbiçimli belgeler oluşturulması (teklifler,
faturalar vs) ve insan kaynakları yönetimi gibi işlevleriülkesel gereksinimlere
uygun bir şekilde yerine getirirler.
• Temel ERP
ürün paketi dünya ölçeğinde kullanımı sağlamaya yeterli işlevselliği içermesi
sayesinde bazı sektörleri değil tüm sektörleri hedefler.[1]
• ERP
yazılımlarını diğerlerinden ayıran bir özellik de
ERP paketlerinin tedarik yönetimi, sipariş yönetimi ve ödeme
işlemleri gibi, tekrar eden ve sürekli olan iş
süreçlerini destekliyorolmalarıdır. Bu paketler sadece pazarlama, ürün
geliştirme ve proje yönetimi gibi düşükseviyede yapılandırılmış ve düzensiz
olan işlevler üzerinde yoğunlaşmazlar.
ERP’nin
temel teknik özellikleri ise şunlardır:
• Tüm
uygulama alanlarında birbiriyle tutarlı grafik ara yüzleri.
• Uygulama,
veri tabanı ve sunum olmak üzere üç katmandan oluşan bir istemci-sunucu
mimarisi.
• İşletim
sistemi ve donanımdan bağımsızdır, ERP paketleri Solaris, Windows NT ya da
Linux gibi farklı sistemler üzerine kurulabilir.
•
Yönetimin karmaşık olması sadece ERP’nin özelliği olmamakla birlikte, bu
sistemler kadar kritik öneme haiz sistem sayısı azdır.
ERP’nin
sayılan bu ortak özellikleri Şekil 1’de verilen kavramsal grafikte görülebilir.
Şekil 1-ERP
Temel Özellikleri- Kavramsal Grafik (HAGMAN, 2000)
ERP’nin
Gelişim Süreci
Kurumsal Kaynak Planlama sistemlerinin tarihsel gelişimini incelemek için iş
entegrasyonukavramlarının gelişim sürecine bakmak gerekir. ERP kavramının,
Malzeme İhtiyaç Planlama(MRP Material Requirement Planning) ve Üretim
Kaynakları Planlama (MRP II ManufacturingResource Planning)
terimlerinden türediği varsayılmaktadır. MRP malzeme ihtiyacını daha etkin bir
biçimde hesaplamak
için geliştirilmiş bir sistemdir. Bu sistem sonradan genişletilerek,satış
planlama kapasite yönetimi ve çizelgeleme gibi işlevleri
de kapsayan MRP II sistemi geliştirilmiştir. MRP II o zamanlar, etkin imalat
planlama için bir sonraki adım olarak
görülmekle birlikte, firmalar, karlılık ve müşteri memnuniyeti gibi amaçların sadece
üretimdeğil tüm işletmeyi ilgilendiren kavramlar olduğunu
anlamakta gecikmemiş ve finans, satış, dağıtım ve insan kaynakları
işlevlerinin de dahil olduğu sistemlere ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır. Bu
arada, ürün geliştirme safhasının teknik işlevleri ile üretim sürecini
bütünleştiren Bilgisayar Bütünleşik İmalat (CIM
Computer Integrated Manufacturing) sistemleri ile firmaların ürün dağıtım
kanallarını ve ürün dağıtımlarını
planlamalarını veyönetmelerini sağlayan
dağıtım kaynakları planlama (DRP- Distribution Resource
Planning) sistemleri ortaya çıkmıştır. Günümüzde (90’lı yılların başından bu
yana), bu kavramların tamamını kapsayan bütünleşik bir kurumsal çözüm olarak
Kurumsal Kaynak Planlama ortaya çıkmıştır. (YEDİGÜL, 2002)
şekil
2-Kapsam Bakımından ERP’nin Gelişimi (ALTINKESER, 1999)
ERP’nin
Ortaya Çıkışı
MRP ve MRP
II sistemlerinin
devamı olarak bünyesine CIM ve DRP sistemlerini de
katarak gelişen ve tüm işletme kaynaklarının modüler yapıdan oluşan tek bir
bütünleşik
sistemle planlanıp yönetilmesini amaçlayan ERP sistemi fikri 1990’lı yılların hemen
başında ortaya çıkmıştır. Şekil 3’te ERP’nin ortaya
çıkışının kronolojik bir özeti verilmiştir.
Şekil
3- ERP Sisteminin Kronolojik Gelişimi (ALTINKESER, 1994)
1960’lı
yıllarda bilgisayarların imalat yönetiminde kullanılmaya başlamasıyla MRP
sitemleri popüler olmaya başlamış, ardından 1970’li
yıllarda kapasite planlama, satış gibi işlevleri de içeren MRP II
sistemleri hızla yayılmaya başlamıştır. Son yıllarda birden çok işyerinden
oluşan işletmelerde tüm faaliyetlerin entegrasyonu girişimi, bilişim
teknolojisi için yeni bir gereksinim yaratmıştır.
Entegrasyon,
ancak faaliyetleri destekleyen bilginin entegre edilmesi ve ulaşılabilir hale
getirilmesi ile mümkündür. Bu da MRP II’yi aşan daha üst düzey bir bilgi
entegrasyonu demektir ki en iyi şekilde Kurumsal Kaynak Planlaması kavramı
olarak ifade edilebilir. Aslında Kurumsal Kaynak Planlaması, küresel bilgi
entegrasyonunu gerçekleştiren bütünsel bir yazılım stratejisidir.(BAKİ, 2002)
Neden ERP?
Organizasyonlar
bugün hayati önemi olan iki unsurla karşı karşıyadır. Küreselleşme ve kısalmış
Ürün Pazar Ömrü. Küreselleşme rekabeti şimdiye kadar görülmemiş boyutlara
çıkarmış durumdadır. Rekabetin değişen unsurları Şekil
4’de görülmektedir. Hayatta kalabilmek ve gelişebilmek için işletmeler zaman içinde ortaya çıkan
yeni rekabet unsurlarına uyum sağlamak zorundadırlar. Böyle bir rekabet
ortamında şirketler başarılı olmak için endüstrideki en iyi uygulamaları takip
etmek zorundadır.
şekil
4-Değişen Rekabet Unsurları (ALTINKESER, 1999)
Kısalmış
ürün Pazar ömrü sürekli geliştirme, ürün esnekliği, süper etkin lojistik
kontrol ve daha iyi tedarik zinciri yönetimi gerektirir. Bütün bunlar
organizasyon içi ve dışı tüm tedarik zincirinde bilgilerin daha hızlı ve hassas
girilmesine bağlıdır.
Finans,
pazarlama, üretim, insan kaynakları gibi organizasyonel bölümler esnekliklerini
kaybetmeden daha yüksek seviyede entegrasyon ile
çalışmaya ihtiyaç duyarlar.
Organizasyonçapında bir ERP sistemi ile bu ihtiyaçlar karşılanabilir. Bilgisayar ve
iletişim teknolojisindekibüyük ilerlemeler organizasyonun birimlerini aralarında
daha sıkı bir entegrasyon oluşturacak şekilde güvenli iletişim ağları ile
birbirine bağlanabilir hale getirmiştir. Bilgi sistemleriteknolojisi günümüzde makul fiyata yüksek
güvenirlikte bol miktarda veri girişimi mümkünkılmaktadır.
ERP
Sistemlerinin ortaya çıkış nedenleri :
•
Küreselleşme ve uluslar arası rekabet
• ·Bilgi
teknolojisinin sağladığı yeni olanaklar
• ·Uluslar
arası dağıtım zincirlerinin yaygın ve daha etkin kullanılır hale gelmesi
• ·Çok
tesisli organizasyonların iyi idare ve kontrol edilmesi ihtiyacı
• ·Ürün ve
üretim politikalarındaki rekabete bağlı değişmeler
Bu
nedenlerin oluşturduğu gereksinim bilgi teknolojisindeki gelişmeler tarafından
desteklenince ERP doğmuştur. Bilindiği gibi, istemci/sunucu veren
(client/server) tasarımı, bilgiyi bir ağ üzerinde fiziki noktalara dağıtmakta,
değişik bilgisayarlarda saklamakta, oluşan bu dağınık veri tabanı sistemi
içinde elektronik işletim teknolojisi ve grafik kullanıcı ara yüzler ile
bağlantı sağlanmaktadır. Böylece üzerindeki herhangi bir kullanıcı program ve
veri tabanlarının fiziki konumuna bakmaksızın, küresel verilere ulaşabilmekte
dağınık veri sistemini tek bir birim gibi kullanabilmektedir. Böylece şu
fonksiyonlar sağlanmaktadır:
1. Üst
düzey bilgi entegrasyonu,
2. En
güncel bilgiye hızla ulaşım,
3. Küresel
lojistik, envanter kontrol ve arz/talep entegrasyonu,
4. Pazar/müşteri/iş
dünyası oluşumlarına anında tepki.
Müşteri
talebinin sürekli nitelik ve nicelik olarak değiştiği ve bu değişimin tahmin
edilmesinin ne kadar zor olduğu bilinen bir gerçektir. Faaliyetlerimizi bu
değişime uygun hareket edebilecek hale getirebilmenin yolu ERP yaklaşımından
geçmektedir. Hem stratejik planlama çalışmaları ile belirlenen amaç ve
hedeflere, hem de üretim ve dağıtım kaynaklarımızın kapasite ve özelliklerine
gereken ayrıntıda dikkat ederek, faaliyetlerimizi değişime duyarlı hale
getirebilmek ancak ERP yaklaşımı ile olabilmektedir(TANYAŞ, 1997).
ERP’nin
diğer bir özelliği, işletmenin coğrafi olarak farklı bölgelerde (yurt içi ve
dışı) bulunan fabrikalarının, bunların tedarikçi firmalarının ve dağıtımı
merkezlerinin (depo) kaynaklarını eşgüdümlü olarak planlamasıdır. Bu çerçevede,
hangi müşteriye ait hangi siparişin hangi dağıtım merkezinden karşılanması veya
hangi fabrikada üretilmesi gerektiği, tüm fabrikaların malzeme ve hizmet
ihtiyaçlarının nereden karşılanmasının uygun olacağı, fabrikaların elinde
bulunan makine, malzeme, işgücü, enerji, bilgi vd. üretim ve dağıtım
kaynaklarının nasıl eşgüdümlü ve ortaklaşa olarak kullanılabileceği belirlenmiş
olmaktadır. Diğer bir deyişle, müşteriye ait siparişin en kısa sürede, istenen
kalite ve maliyette karşılanabilmesi için tüm bağlı işletmelerin dağıtım,
üretim ve tedarik kaynaklarının kapasite ve özellikleri aynı anda dikkate
alınmaktadır.
ERP
fabrikalar arası entegrasyonu, fabrikalar bazında esneklik ilkesine uygun
olarak gerçekleştiren bir sistemdir. Amaç fabrika bazında ademi merkezi
yönetimin avantajlarından yararlanırken fabrikalar arası koordinasyonu ve
entegrasyonu işletmenin temel stratejileri doğrultusunda sağlanmaktadır.
Sonuç
olarak, ERP; işletmenin stratejik amaç ve hedefleri doğrultusunda müşteri
taleplerini en uygun şekilde karşılayabilmek için farklı coğrafi bölgelerde
bulunan tedarik, üretim ve dağıtım kaynaklarının en etkin ve verimli bir
şekilde planlaması, koordinasyonu ve kontrol edilmesi fonksiyonlarını
bulunduran bir yazılım sistemidir. Söz konusu planlama, koordinasyon ve
kontroldeki temel ilke ve sistematik Üretim Kaynakları Planlaması (MRP II) ile
aynıdır.(BARBARASOĞLU, 1994).
KURUMLARI
ERP KURMAYA GÖTÜREN SEBEPLER
Bilgi Sistemleri alanında
dünyadaki sayılı uzmanlardan biri olarak kabul edilen Tom
Davenport (2000) çalışmasında ERP’nin faydalarını şu şekilde ortaya koymuştur:
İş süreçleri
açısından:
• Arka
plandaki (back office) işlemlerin otomasyonu.
•
Fonksiyonel iş süreçleri arasında koordinasyon.
•
Yöneticilerin kurumlarında dünya üzerindeki tüm birimlerinde ne olup bittiğini
takipetmelerini sağlayan coğrafi olarak
birbirinden uzak birimler arasında koordinasyon.
•
Aynı terime kurumun farklı birimlerinde farklı anlamlar
yüklenmesini önleyen terminoloji birliğinin sağlanması
Teknik
açıdan:
• Bilgi
teknolojisi altyapısını anlamayı ve bu yapıda çalışmayı kolaylaştıran tutarlı
uygulama mantığı, tutarlı bilgi ve ara yüz.
•
Bilgi teknolojisi altyapısını yönetmeyi kolaylaştıran tek bir sistemin varlığı.
(Örneğin, 2000 yılı problemi ve Euro para birimini gibi dönüşüm işlemlerinde
kolaylık.)
•
Kullanılabilir bir alternatif olmasına rağmen, pahalı ver riskli bir yol olan
kendi bütünleşik siteminizi kendiniz kurmaktan kurtulmanız.
ERP’NİN
MODÜLER YAPISI
ERP
sistemleri çok sayıda modülleri içerir. Bu modüllerden bazıları temel modüller
iken bazıları ise istekler doğrultusunda oluşturulan özel modüllerdir. Bu
modüller her iş birimi için geliştirilen fonksiyonel yazılımlardır. Üç temel
ERP uygulama tipi vardır. Bunlar;Finans, İnsan Kaynakları, İmalat ve
Dağıtım.Her biri aşağıda ele alınmaktadır.
Finans:
Muhasebeye
ilişkin modülleri içerir. Bazı örnekler; firma müşterisinin tahsili mümkün
ödeme hesapları ,toptancı ya da dağıtıcıya olan planlı ödeme hesaplar.
İmalat ve
lojistik:
Sipariş
alımları, üretim planlaması ve müşteriye ürünün dağıtılmasına ilişkin modülleri
içerir. Dağıtım sistemi, müşteri sipariş sürecini,
sipariş girişinden faturalandırmaya kadar yönlendirir. Sistem
müşteri sipariş sürecini de yönetir. Bilginin ve işlevlerin
entegrasyonu doğru tedarik zincir entegrasyonu sağlamaktadır .
İnsan
Kaynakları:
Bu sistem tüm personel yönetim görevlerini
kapsayan, proseslerin basitleşmesine ve hızlanmasına
yardımcı olan entegre uygulamaları kullanarak kurumun insan
kaynaklarını planlamak ve yönetmek için çözümler sunar. (SAP. 1998)
Kariyer planlaması İnsan Kaynaklarının en önemli özelliklerinden
birisidir. Son yıllarda özelliklekurumlaşma sürecini
tamamlamış olan büyük grup şirketlerinde
kariyer planlaması önemliölçüde kullanılır
olmuştur. İşe alınan bir kişinin önüne bir kariyer
planı konulmaktadır. Böyleceçalışan kendisini nasıl bir süreç
beklediğini önceden kişisel motivasyonunu sağlamaktadır.
Kısımları
şunlardır:
• Personel
Yönetimi
o İnsan
Kaynakları ana verileri
o Personel
İdaresi
o Bilgi
Sistemleri
o İşe
yerleştirme
o Dış
kaynak kullanımı
o Seyahat
yönetimi
o Yan
ödemeler yönetimi
o Tazminat
yönetimi
•
Organizasyon Yönetimi
o
Organizasyon yapısı
o Kariyer ve
başarı planlaması
• Zaman
Planlaması
• Bordro
Hesaplamaları
MRPII-ERP
SİSTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
ERP ile MRP
II arasındaki temel fark MRP II’nin tek bir fabrikaya, ERP’nin daha ziyade
birden çok fabrika ve tesisin entegrasyonuna yönelik olmasıdır. Tek fabrikalı
işletmelerde ERP, ancak işletmenin değişim mühendisliği (Reengineering)
çalışmaları sonucu birbirinden ayrılmış üretim sürelerinin oluşturulduğu ve bu
süreçlerin yönetimin kısmen bağımsız olarak hareket edebildiği durum için söz
konusudur. MRP II, üretim sürecinde ve çeşitli yönetim kademelerinde bulunan
her çalışanı bir donanım-yazılım sistemi ile birbiriyle doğru ve zamanında
iletişim kurulabilir hale getirir. Herkes ortak bir veri tabanında bulunan aynı
ve güncel verilere ulaşabilir. Bu şekilde üretim sürecinde MRP II ile sağlanan
entegrasyon, ERP, ile daha üst ve merkezi faaliyetler düzeyinde
gerçekleştirilir(WALDRON, 1992).
ERP, hiçbir
zaman MRP II’ye ikame (yerine geçen) bir sistem değildir. MRP II’nin daha
geliştirilmiş bir halidir. ERP, birden fazla fabrikada veya tesiste çalışan MRP
II sistemlerini entegre eden bu entegrasyondan gerekli bilgileri üreten bir
sistemdir. Bir başka deyişle, ERP bu yarı özerk olarak nitelendirebilecek, iş
birimlerini stratejik bir şemsiye altında toplayarak kurumsal bazda bir bilgi
ve kaynak entegrasyonu sağlamayı amaçlayan bir tümleşik çözümdür.
Dolayısıyla
MRP II’de başarılı olmuş işletmelerde ERP etkin sonuçlar verir. ERP daha önce
de belirtildiği gibi çok tesisli bir toplu yönetim için uygun bir yaklaşımdır.
Fakat ERP tam anlamıyla merkeziyetçi bir sistem değildir. Tesis yöneticilerini
kendi birimlerinin yönetiminde belli ölçüde serbest bırakmaktadır. Tesis
yöneticilerinin kendi birimlerinde etkin kararlar verebilmesi için tüm
topluluğu ilgilendiren temel bilgilere ihtiyacı vardır. ERP bu bilgileri
sağlar. Bu amaçla tüm tesislerin bir şebeke halinde birbirine bağlanarak bilgi
alışverişini etkin bir düzeye getirmesi gerekmektedir. ERP işletmelere MRP II
yöntem ve sistematiğine bağlı kalarak yeni ufuklar açan yeni bir yaklaşımdır.
Sistemde işlenen bilgiler ile elde edilen raporlar organizasyonun plan ve
programlarını yönlendirir, karar verme aşaması kolaylaşır. ERP; mali,
dağıtım ve üretim yazılımlarının bütünleştirilmiş bir setidir, fakat ERP, MRPII
değildir. ERP; MRPII’nin genişletilmiş ve bütünleştiriliş bir setidir(KELLER,
1995).
Sonuç
olarak; ERP, MRPII uygulamalarını içerir ve ona bazı ilaveler yapar(RICCUITI,
1992).
KURUMSAL
KAYNAK PLANLAMA SİSTEMİNİN FAYDALARI
İşletmeler
büyüdükçe çok tesisli hale gelmekte, uluslararası piyasalara girmekte ve hatta
farklı ülkelerde fabrikalara sahip olmaktadır. Bu şekilde yoğun rekabet altına
giren işletmeler, karşılarına çıkan fırsatları değerlendirme, kuvvetli
yönlerini koruma, zayıf yönlerini geliştirme, olası tehlikeleri görme yolu ile
rakiplerine rekabet üstünlüğü sağlama amacına yöneliktirler. Stratejileri
taktik ve operasyonel düzeyde uygulama araçları ise işletme kaynaklarının
kullanım planlarıdır. ERP sistemi, söz konusu kaynakların işletmenin
stratejileri doğrultusunda etkin ve verimli kullanımını sağlayan bir yazılım
sistemidir. Bu sistemin amacına uygun bir şekilde kullanımı ile;
· Stratejilere
uygun bir işletme yönetimi,
· Stratejilerin
sonuçlarını değerlendirme olanağı,
· İşletme
kaynaklarının etkin ve verimli kullanımı,
· İşletme
fabrikaları arasında malzeme, işçilik, makine-teçhizat, bilgi vb. üretim ve
dağıtım kaynaklarının ortaklaşa ve verimli kullanımının sağlanması ile işletme
faaliyetleri üzerinde küresel denetim,
· Müşteri
dağıtım merkezi, üretim ve tedarikçi arasında yakın işbirliği ve bilgi iletişim
ortamının sağlanması,
· Daha
basit ve işletim sistemi sayesinde tek bir noktadan gerekli bilgilere ulaşma
imkanı olası hale gelmektedir.
ERP sistemi;
temin sürelerini ve maliyetleri global (işletme genelinde) bir anlayışla
azaltma amacına yöneliktir. Her seviyede işlerin tek bir global işletme
düşüncesiyle yürütüldüğü bir sistemdir. Proaktif bir düşünce ile sorunlar
önceden görülerek gereken önlemler zamanında alınabilmektedir. Herhangi bir
noktada alınacak bir kararın işletmenin bütününe etkileri görülebilmektedir.
Bir metot değişikliğinin işletmenin global performansına etkisi
değerlendirilebilmektedir. Her çalışanın istediği veriye istediği zaman
erişebilme olanağı yönetim yapısını da yalınlaştırmaktadır. Klasik sistemde
stratejik ve global bilgilere ulaşma ve gerekli kararları verme ancak amirler
yoluyla olasıdır. Hatta bu bilgiye ulaşıldığında, etkin kararlar için geç
kalınmış olunmakta veya bilgi iletişimdeki sorunlar nedeniyle hatalı
olabilmektedir. ERP bu sorunları ortadan kaldırdığından yönetim kademeleri
azaltılarak daha yalın bir yönetim yapısı oluşturulabilmektedir.
Ayrıca
tedarikçi firmalar, bölge depoları, bayi/toptancı, perakendeci ile kurulan
bilgi iletişim şebekesi ile stok düzeylerini, üretim programları karşılıklı
olarak görülebilmekte, böylece lojistik faaliyetlerinde etkinlik ve verimlilik
artırılmaktadır. Diğer taraftan, ERP sistemlerinin her büyüklükteki işletmeler
için uygun olmadığını belirtmiştir(GREEK, 1994).
Özellikle
orta büyüklükteki işletmeler için en önemli iki sorun gerekli kaynak tahsisi ve
eğitimli personeldir. Ancak, orta büyüklükteki işletmelerin bu rekabet
ortamında beklemeye tahammülleri yoktur.
ERP sistemi
aşağıdaki özelikleri taşıyan firmalar için ideallik gösterir:
· Firma
yapısında çok yönlü bir iş yükleme mevcutsa ya da uzaktan yönetim imkanı varsa,
· Donanım
ve yazılım değişimine önem veriliyorsa,
· Network
ağının güvenirliği ve gizlilik derecesinden memnuniyetsizlik mevcutsa,
· IT
departmanı yönetimi, sistem içersinde yavaş kalıyorsa,
· Ağır
IT departman yönetimi ve yüksek tedarikçi maliyetleri mevcutsa,
· Yönetim
birimlerinin yapılan üretim planlarına göre bir bütün olarak entegrasyonunun
gerçekleştirilmesi isteniyorsa.(ERP Software, 2000)
ERP
GERÇEKTEN GEREKLİ Mİ?
Son on yıl
içerisinde iş dünyasının ve akademik çevrelerin gündemine girmiş olan ERP
kavramı henüz yeterli geri bildirim elde edilememiş olmasından
ötürü çeşitli tartışmaları da beraberinde getirmektedir. İş
dünyasının takip ettiği yayınlardaçıkan çeşitli makaleler ilginç şekilde iki ayrı uçta yer alabilmektedir. Bir kısımyazarlar,
ERP’nin başarısız olması durumunda işletmenin yok olma tehdidi altında
bırakacağını ve büyük risk taşıdığını iddia ederken bir kısım yazarlar da ERP.ninrekabet gücü
kazanmak, tedarik zinciri yapısı kurabilmek, ekonomik imalatısağlayabilmek ve
müşteri ilişkilerini kontrol
altında tutabilmek için en önemlibileşen olduğunu
savunmaktadırlar. (Mabert ve arkadaşları, 2001)
SONUÇ
Bilgisayarların
imalat yönetiminde kullanılmasının bir sonucu olarak MRP ile başlayan ve MRPII
ile devam edip günümüzde ERP ile şimdilik son şeklini almış olan kurumsal bilgi
sistemleri, nadiren başarısızlığa uğrasa ve birtakım eleştirilere maruz kalsa
da hızlı gelişimini sürdürmektedir.
Dünyadaki
istatistiklerin bize
söylediğine göre ERP pazarı giderek büyümeye devam
etmekte ve daha önce sadece büyük ölçekli firmaların
oluşturduğu bupazara artık küçük ve orta büyüklükteki firmalar da
dahil olmaktadır.
Yeni rekabet
unsurlarının bir sonucu olarak ERP’den bağımsız olarak ortaya çıkan SCM ve CRM
gibi sistemlerin de ERP’ye dahil edilmesiyle ERP II ya da Genişletilmiş ERP
olarak adlandırılan yeni bir kavram gündeme yerleşmeyebaşlamıştır. ERP sistemleri
hızlı bir şekilde İnternet teknolojisine göre şekillenme yolundadır. Bu
bilgiler bize en azından orta vadede ERP’nin popülaritesini yitirmesinin söz
konusu olmadığını göstermektedir.
ERP sistemleri son birkaç yıldır akademik çevrelerin de ilgi alanına
sıklıklagirmeye
başlamıştır. Akademisyenler ERP’yi çeşitli yönleriyle inceleyerek çeşitlisonuçlara
varmakta ve değişik yöntemler geliştirmektedirler. Gene gelişmişülkelerdeki
akademisyenler tarafından yapılan istatistiksel çalışmalarla da ERP
sistemlerinin neler getirip neler götürdüğü yavaş yavaş tespit edilmeye
çalışılmaktadır. Gene de bu konuda
net sonuçlara ulaşmak için kurulu sistemlerinyeterince olgunlaşmasını
beklemek gerektiği ve bunun için de hala bir miktar zamana ihtiyaç olduğu
düşünülmektedir.
Bunu
gerçekleştirmenin iki yolu olabilir:
[1] Tek çözüm altında birden çok sektörü
kapsamak (üretim ve perakendecilik
işlevlerini tek bir pakette toplamak gibi) ya da
[2]önceden tanımlanmış kuruma veya
sektöre özel çözümler (örneğin
Peoplesoft, iletişim,federal devlet, finansal hizmetler, sağlık,
yüksek öğrenim gibi sektörlere özel paketler sunmaktadır).