26 Şubat 2018 Pazartesi

LOJİSTİK 3 / Tedarik Zincirinde tarafsız Bölgeler “Antrepolar”



Tamer Ashraf
Lojistik hammadden tüketime kadar olan tedarik zincir içindeki mal, hizmet ve bilginin her iki yöne doğru olan hareketinin planlanması, yerine getirilmesi ve kontrolü şeklinde tanımlanır. Hareketin olmadığı yerde lojistik’ten söz edilemez. Bu hareketin mümkün olduğu kadar hızlı, ekonomik, verimli ve hatasız yapılması şarttır. Hareketin bu kadar önem kazandığı bir sitemde teorik olarak depolama hizmetinin yani bir başka tanımla hareketin hızının sıfır olduğu yerlere ihtiyaç yoktur. Pratikte ise mal, hizmet ve bilgi akış sürecinin regüle edildiği yerler olarak tanımlanır depolar. Üretimin fazla tüketimin az olduğu dönemlerde düzgün planlama yapılamamsının, tersine olan üretimin az tüketimin çok olduğu dönemlerde is piyasada spekülasyon yapılmasını engelleyen bir operasyondur depolama hizmetleri. Lojistik depolamayı daha ziyade aktarma veya dağıtım merkezi kavramı ile görmeye çalışmaktadır. Aktarma merkezleri taşımam şekilleri arasında yani deniz- tren- karayolu operasyonlarında aktarma yaparken veya uzak mesafelerden büyük araçlarla gelen ürünleri küçük araçlarla kısa mesafelere dağıtım için de kullanılır. Bu durumda dağıtım merkezi adını alırlar. Tedarik zinciri süreci uluslar arası ticareti de kapsıyorsa bu kez malların ülke veya ticari sınırlar arasından geçerken işlem görmeleri, kayıt altına alınmaları, vergilendirilmeleri için gümrük işlemleri devreye girer. Gümrüklü alanlarda kurulan depolar veya gümrüklü sahada olmamasına rağmen gümrük idareleri tarafından gümrük işlemi tamamlanmamış ve serbest dolaşıma girmemiş ürünlerin denetim altında muhafaza edildiği bölgelerde kullanılan depolar “Antropo” adını alırlar. . Antrepolar 4458 sayılı gümrük kanununa göre “Gümrük denetimi altında bulunan ithal edilecek olan eşyanın veya izin verildiği takdirde ihraç edilecek olan ürünlerin saklama, montaj, bürokratik işlemler gibi nedenlerden dolayı saklanabileceği gümrüklü sahalarda veya özel mülkiyet altında bulunan kapalı ve açık yerlerde kurulmuş olan, özellikleri kanunla belirlenmiş bulunan depolama alanları olarak tanımlanmaktadır.


Antrepolar genel ve özel olmak üzere ikiye ayrılırlar. Genel antrepo herkes tarafından kullanılabilen alnalra olup A, B, F tipi olmak üzere uygulamalarına göre 3’e ayrılırlar. Özel antrepolar ise yine uygulamalarına göre C,D ve E diye sınıflanırlar. A tip genel antrepo İşleticisinin stok kayıtlarını tuttuğu, antrepoda oluşacak bir eksiklik durumunda gümrük vergilerini ödemekten sorumlu olduğu antrepodur. B tipi genel antrepolar antrepoya konulan eşyadan eşyanın kullanıcının sorumlu olduğu, beyannamesini kullanıcısının verdiği antrepo tipidir. Antrepo işletmecisi sadece antrepo kiralamaktadır. C tip özel antrepolar işletmecisinin ve kullanıcısının aynı kişi olduğu tek işletmeye ait malların saklandığı yerlerdir. D tipi özel antrepolarda işletmecisinin ve mal kullanıcısın ın aynı olduğu antrepolar olup Gümrük kanunun 104. maddesine göre mal ,üzerinde işleme yapılabilen antrepolardır. E tipi özel antrepolar mal sahibinin depolama yerinin antrepo olarak kabul edildiği, depolama yeri olmasa bile bulunduğu yerin antrepo olarak kabul edildiği yerlerdir. F tipi genel antrepolar gümrük idarelerince işletilen gümrük alanlarında bulunan antrepolardır. Geçmişte gümrük vergilerinin yüksek olması, bir çok ürüne fon uygulaması, ithal formalitelerinin uzun sürede yapılması gibi nedenlerden dolayı bir çok üretici kuruluş fabrikalarındaki depolama alanlarının bir kısmını koruma altına almış ve özel izin alarak antrepo haline getirmiştir. Gümrük işlemlerinin kolayca yapılmasına, stok kontrolüne, malın korunmasına katkıda buluna bu sistem zamanla mal akışının planlanması, JIT teslimatların yayılması, gümrük birlikleri ve GAAT uygulamaları ile gümrük vergilerinin düşmesi, fonların kaldırılması gibi nedenlerden dolayı etkisini azaltmıştır. Daha ithalden alına n KDV’lerin uygulamaya konulması ile tekrar önem kazanmaya başlamıştır. Lojistikte de antrepolar önemli hale gelmiştir. Hava nakliyesinde ürünün beklemeden ithalatçıya ulaştırılması için bürokratik işlemlerin yapılması sırasında kullanılan antrepolar. deniz, kara ve demir yolunda ölçek küçültmesi için veya taşıma modu değişimi için kullanılmaktadır. Günümüzde antrepoların sayısı kesin bilinmemekle beraber sadece İstanbul ve İzmit il sınırları içinde sınırları içinde 200 adedin üzerinde antrepo belirlenmiştir. Bu antrepoların bir çoğu şü anda boş durumda veya çok az bir doluluk oranıyla çalışır durumdadır. Özel antrepolar hammadde akış hızının artması ile, stok devir hızlarının düşmesi ile bir maliyet kalemi olmaktan çıkmakta hatta fonksiyonlarını yitirmektedirler. Şu anda aktif olan antrepolar uluslararası nakliye yapan kuruluşların özellikle parsiyel taşımacılıkta kullandığı antrepolardır. Bunlarda bile doluluk oranı düşük ve işletmeleri zarardadır. Nedenini ise uluslar arası taşıma kuruluşlarının kara nakliyesinde rekabet avantajı yaratmaları için antrepo hizmetlerini nerdeyse zararına, müşterilerine sunmalarıdır. Böylece temel işleri antrepo işletmeciliği olan kuruluşlar müşterilerini yitirmekte veya karlılıklarını koruyamamaktadır. Karayolu taşımacılığımızı düzene sokacak olan Karayolları taşıma yönetmeliği de depolama hizmeti sunacak lojistik işletmelerini kapsam içine almış ancak antrepo işletmecilerini veya antrepo işleten uluslar arası nakliyecilerini tanımı içine almamıştır. Antrepo işletmeciliği Gümrük işletmeleri görev ve yetki alanına girdiği için bakanlıklar arası yetki karmaşasına yol açacaktır. Bu sorunun yönetmelik düzeltmeleri ile ileride çözüme kavuşacağını umuyoruz. Yurt dışından gelen eşyalardan deniz yolu ile gelenler için 45 günlük, kara yolu ile gelenler için 20 günlük geçici depolama olanağı vardır. Bu süreler normal olarak ithalat işlemlerinin tamamlanması amacıyla tanınmış olup yeterli görülmektedir. Bu süre içinde beyanname verilerek alınacak ek süre ile malların gümrüklenmeden bekletilme süresi sınırsız olarak uzatılmaktadır. Lojistikçi yaklaşımı ile malların hareket etmeden bir yerde bekletilmesinin büyük maliyetler getireceğini, rekabet avantajını yitirecek kadar büyük bir yük olduğunu burada tekrar hatırlatmakta yarar görüyorum. Ticaretin serbestleşmesi, ticari ve siyasi sınırların ortadan kaldırılması sonucunda antrepo işletmeciliği de günün birinde ortadan kalkacak bir sektör olarak görünmektedir. Bu sürenin ne kadar olacağı Avrupa Birliği siyasi geçiş süremize, ekonominin küreselleşmesine, Dünya ticaretinin genişlemesine, ekonomik ve politik istikrarın sağlanmasına bağlıdır.