18 Temmuz 2019 Perşembe

Yeni mezunları iş hayatına hazırlayan program: İlk Fırsat

SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ & UNUTMAYIN TEK GELİR KAYNAĞIMIZ REKLAMLAR & SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ




İş hayatına geçiş yaparken eğitim ve yetkinlikler oldukça ön plana çıkabiliyor. Özellikle devlet üniversitelerinden yeni mezun olan gençleri iş hayatına hazırlamayı amaçlayan “İlk Fırsat” programı, gençler arasında fırsat eşitliği yaratmayı hedefliyor. Programın çıkış noktasını ve merak edilen diğer detayları, Esas Sosyal Kurucu Direktörü Filiz Bikmen’den dinledik…

İlk Fırsat Programı nedir? Biraz anlatabilir misiniz?

İlk Fırsat Programı, Şevket Sabancı ve ailesinin sosyal yatırımlarının kapsamını, hayırseverlik geleneğinin üzerine inşa ederek genişletmek amacıyla kurdukları Esas Sosyal’in ilk sosyal yatırımı. 
2016’da başlayan program, devlet üniversitelerinden yeni mezun olan gençlerin, ilk iş deneyimlerini Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarında 12 ay tam zamanlı ve maaşlı yaşamalarını sağlıyor. 
Katılımcıların maaşları Esas Sosyal ve kurumsal destekçiler tarafından karşılanıyor. Gençlere faydasının yanı sıra iş gücü maliyetinin olmaması ve STK bilinci gelişen bir neslin iş dünyasına kazandırılması, STK’lar için de önemli bir fayda…

Programın hedef kitlesi tam olarak kimler?

Hedef kitlemiz, herhangi bir devlet üniversitesinden yeni mezun olan ve daha önce tam zamanlı iş deneyimi olmayan gençler. Bu gençleri zorlu kariyer yolunda desteklemeyi ve onları iş hayatına hazırlamayı amaçlıyoruz.

Programı oluşturma süreci nasıl gelişti? Nasıl bir düşünceyle yola çıktınız?

Gençlik ve istihdam programının stratejisini oluşturmak için yapılan Gençlik ve İstihdam Odak Grup Araştırması’nın sonuçlarını incelediğimizde, üniversiteden yeni mezun olan kişiler arasında işsizliğinin daha yüksek olduğunu gördük. Araştırmaya göre genç işsizliğinin en önemli nedenleri; fırsat eşitsizliği, mezun olunan üniversite, deneyimsizlik ve referans eksikliği. 

Gençler mezun olduktan sonra ortalama 13 ay işsiz kalıyor ve maalesef bu süreçte özgüvenlerini de kaybediyor. 
Anadolu’daki üniversitelerden yeni mezun olan gençleri ise fırsat eşitliği açısından kariyerlerine başlama noktasında biraz daha fazla desteklemek gerekebiliyor. 
Bu nedenle biz de Esas Sosyal olarak bu sorunun çözümüne katkı sağlamak adına bir program stratejisi geliştirdik. Yeni mezunlar için kapsamlı bir üniversiteden işe geçiş programı sunmayı hedefledik.

Sistem nasıl işliyor?

Yeni mezun kişilerin okudukları okul yerine, gelecek potansiyellerinin değerlendirildiği bir sistem temelinde çalışıyoruz. 

Sürece katılacak kişileri, Esas Sosyal ve STK yöneticilerinin de yer aldığı bir görüşmeyle seçiyoruz. 
Online ve yüz yüze mülakatlara ek olarak, adayları işe uyum ve kişilik envanteriyle değerlendiriyoruz.
Programa seçilen katılımcılar, ilk işlerini deneyimlerken, aynı zamanda 21. yüzyıl becerileri alanında eğitimler alıyorlar, mülakat etkinlikleriyle iş arama süreçlerine hazırlanıyorlar ve mentorlardan (%75 özel sektör) destek alıyorlar.


Mülakatlar nasıl geçiyor, nelere dikkat ediyorsunuz?

Ben örgütsel psikoloğum. Ayrıca yaklaşık 20 yıldır STK’lar ve vakıflarla çalışıyorum. 

Bu nedenle İlk Fırsat’ın tasarım aşamasından beri içinde olmaktan çok mutluyum. 
Programın gençlere ve STK’lara ne kadar faydalı olduğunu görüyoruz. Gençlerin birçoğunun ilk mülakatı oluyor, doğal olarak heyecanlılar. 
Bunu gidermek için “Sizi elemek için değil, kazanmak için buradayız” diyorum. Bu onları rahatlatıyor, rahat olunca da kendilerini daha iyi ifade edebiliyorlar. 

Bu süreçte adayları tanıyıp, başvurduğu kurum ve işe uyumluluğunu değerlendiriyoruz. Detaycı mı? Yaratıcı mı? Takipçi mi? Aynı anda birçok şeyi yapabiliyor mu? 
Kriz durumlarında ilişkileri nasıl yönetiyor? Bunlara dikkat ediyoruz. 
İş hayatındaki potansiyel başarısı hangi okulda okuduğundan daha önemli bir faktör. Bu nedenle çok kapsamlı ve gençlerin dostu olan bir mülakat süreci tasarladık.

Peki sonuçlar nasıl? Bugüne kadar neleri değiştirdiniz?

Kısa sürede büyük başarı yakalayan programımızı yaygınlaştırmak, özel sektör kurumlarıyla görüşme yaparak işe alım süreçlerinde yeni mezunlara eşit fırsat sunma konusunda farkındalık yaratmak ve ekosistemi genişletmek üzere çalışmalarımız olumlu sonuçlar verdi. 

İlk Fırsat Programı’ndan mezun olan gençler, bugün itibarıyla 47 kurum tarafından istihdam ediliyor. (%40’ı özel sektör) Bugüne kadar yapılan 13 bin başvuru arasından 95 genç 22 STK’da tam zamanlı çalıştı. 250 saat eğitim ve mentorluk desteği aldı. 
Katılımcıların program bitmeden iş teklifi alma oranı %80 iken, programı tamamlayanların %94’ü yeni işine hızla geçiş yaptı. 

İş dünyasında “gençlik istihdamı” alanında düşünce lideri olmak yönünde adımlar atmaya devam ediyoruz.

İş arayan gençlere neler tavsiye edersiniz?

Kendilerini sürekli olarak geliştirmeleri çok önemli. Konferans, seminer gibi etkinliklere katılarak mümkün olduğunca çok kişiyle tanışıp iletişim içinde olsunlar. 

Okul sonrası part-time iş, staj, okulda gönüllü çalışmalarda yer alsınlar, hayat ve iş deneyimlerini arttırsınlar, aynı anda birden fazla işi yönetme gibi beceriler kazansınlar.

İnsan kaynakları profesyonellerinin işe alım sürecinde çok önemli bir rolü var. Son olarak İK’cılara neler söylemek istersiniz?

İK profesyonellerinin işe alım süreçlerinde gençlerin potansiyelini değerlendirerek fırsatlar yaratması çok değerli. 
Bu nedenle, hangi üniversiteden mezun olduğunu ön planda tutmadan gençleri “yetenekleri ve yetkinlikleri” ile değerlendirmelerini öneriyoruz. Bu değerlendirme gençler arasında fırsat eşitliğini sağlamak açısından oldukça önemli.


Yeni mezunlara özel mülakat tavsiyeleri




İş hayatındaki hemen herkes için mülakat süreci biraz heyecan verici biraz da streslidir. Üniversiteden yeni mezun olan kişiler içinse bu süreç biraz daha bilinmeyenlerle dolu. 

İnsan kaynakları danışmanı Ümmühan Ballı, yeni mezunlara özel mülakat tavsiyeleriyle Kariyer Rehberin’de!

Mezun oldun ve elinde diplomanla kafanda müthiş bir soru var: “Ben şimdi ne yapacağım?” İş hayatına atılacağın bu dönemde önünde uzun bir kariyer yolu olduğunu söylemeliyim. 
Bu kariyer yolunda yürüyebilmen için de mülakatlar olmazsa olmaz! Senin için oldukça yeni bir deneyim olan mülakat süreçlerini en iyi şekilde atlatabilmen için yapman ve yapmaman gerekenler hakkında işte sana küçük birkaç not:

Seçici olmakla zor beğenen olma ayrımını yap

İş seçimi ya da kurum seçimi yaparken ince eleyip sık dokuman önemli bir beceri, ama lütfen bunu tecrübenin olmadığı ve iş hayatına sıfırdan başladığın bu dönemde yapma. 

Elbette ki ilk bulduğun işte çalış demek istemiyorum; ama hiç tecrüben yoksa çok fazla seçici olman da sana sadece zaman kaybettirecektir.

Kişisel portfolyonu oluştur

Diploman, sahip olduğun sertifikalar, katıldığın eğitimler ve varsa referans yazılarını içeren güzel bir dosya hazırlaman, mülakat sürecine ne kadar önem verdiğini gösterir. 
Hatta bu dosyaya üniversite sürecinde yaptığın ve başvurduğun pozisyona da uygun olan bir çalışmanı eklemen, seni daha da öne çıkaracaktır.

Kurum ve sektör hakkında bilgi edin

Görüşmeye gittiğin pozisyonun, ilgili sektörde hangi görev ve sorumlulukları aldığını ve o sektörün o pozisyondan beklentilerinin neler olduğunu mülakat öncesinde bilmen iyi olacaktır. 

Örneğin; iplik üretimi yapan bir işletmede kalite mühendisliği pozisyonuna başvuruyorsan, iplik sektöründe kalite yönetiminde nelere dikkat edildiğini bilmen, iş için ne kadar istekli olduğun konusunda görüşmecinin fikir edinmesini sağlayacaktır.

Dış görünüşüne özen göster

Giyim tarzına ve kişisel bakımına dikkat ederek mülakata gitmen oldukça önemlidir. 
Biz İK’cılar bunu bir ilk izlenim olarak yorumlarız. Bu nedenle temiz, düzgün ve sade bir şıklıkta mülakata gitmelisin.

Zamanlamaya dikkat et

Mülakata vaktinde gitmek, her zaman artı puan kazandıran bir davranıştır. 
Hatta zamanında gitmek yerine 15 dk daha erken mülakat yerinde olmanda fayda var; çünkü bazı kurumlar manuel iş başvuru formu doldurmanı isteyebilir. 
Böyle bir durumla karşılaştığında form doldururken harcayacağın zaman, mülakat sürecinden çalacağından kalan zamanda kendini yeterince ifade edemeyebilirsin.

Doğru kariyeri seçmene yardımcı olacak 5 soru




Kariyer seçimi söz konusu olduğunda önümüzde bir sürü seçenek varmış gibi görünür, ancak seçeneklerin çokluğu işimizi kolaylaştırmaktan çok zorlaştıran bir faktör. Hangi yolun doğru olduğuna, hangi mesleğin daha çok verimli olmamızı sağlayacağına karar vermek oldukça güç. Bu noktada şu soruları sormak işine yarayabilir…
Hangi kariyer planının peşinden koşacağına karar vermeden önce düşünmen gereken pek çok faktör var. Bu faktörleri detaylıca düşünmek, yolunun aydınlanmasını sağlayacaktır. İşte bu amaçla senin için kariyer seçimine yardımcı olacak bazı önemli soruları derledik.

Ne yapmaktan zevk alıyorsun ya da hangi işlerde iyisin?

Doğduğun günden beri “tutkunu takip et” lafını birçok kez duymuşsundur. Birçok insanın kafasında net tutkuları varken, birçoğu kendini tutkulardan ve ilgi alanlarından oluşmuş bir labirentte kaybolmuş halde bulabilir.
Asıl konu sevdiğin ya da yapmakta iyi olduğun işin peşinden koşmakta değil. Asıl problem onlar üzerinde harekete geçebilmek ve arzunu ateşleyebilmek. Tutkulu ya da ilgili olduğun şeyleri birer başlangıç noktası olarak gör. Eğer bir sonraki Stephen King olmayı istiyorsan kendini yazmaya ver. Diğerlerine tavsiye vermede ya da koçluk yapmakta mı iyisin? O zaman eğitmenlik ya da özel öğretmenlik senin için doğru seçenek olabilir.

Terfi odaklı mısın?

Motive olmak iş memnuniyeti açısından önemli bir etken. Motivasyonun sebepleri insandan insana değişebilir ama genel olarak iki ana motivasyon türü vardır: Terfi odaklı ve çalışmayı koruma odaklı motivasyon.
Terfi odaklı profesyoneller, her zaman yaratıcı ve girişimcilerdir. Onlar hızlı çalışır, yeni fırsatları kaçırmaz ve soyut düşünürler. Bunun negatif yönü ise aşırı iyimser olmaları ve büyük hatalar yapmaya açık olmalarıdır.
Çalışmayı koruma odaklı profesyoneller ise duruma tam ters yönden bakar. Elde ettikleri pozisyonu korumak ve bütün çalışmalarını ve kazanımlarını muhafaza etmeye odaklanırlar. Bu profesyoneller planlamayı, güvenilirliği, titizliliği ve analitik düşünmeyi tercih ederler. Öte yandan bunların ikisinden birini seçmek zorunda değilsin. İkisinin de iyi yönlerini alıp bir sentez yapabilirsin.

Kişiliğin için en iyi ortam hangisi?

Önemli olan içe dönük veya dışa dönük olup olmadığını belirlemek, çünkü bu iki kişilik türü ihtiyaçları bakımından çok farklıdır. İçe dönük bir insan, belki de sessiz bir araştırmacı rolünde olmak isterken, dışa dönük insan meşgul, sesli bir satış ofisini tercih eder.

Nasıl bir yaşam tarzı istiyorsun?

Kariyer hayatında önemli olan şey seçtiğin kariyerin sunduğu hayat tarzının sana uygun olup olmadığı. Bu konuda düşünmen gereken pek çok faktör var. 9-5 çalışmak mı istiyorsun, yoksa 7-24 seyahat edebileceğin aktif bir pozisyon mu? Elbette maaş beklentin de çok önemli. Her sektör ve her pozisyon çalışanlara istediği oranda ücret ödemeyebiliyor. Kimi sektörde manevi tatmin daha yüksekken kimi sektörde maddi kazanım manevi tatminin önüne geçebiliyor.
“Yılda 150 bin dolar kazanmak ya da istifa etmek” gibi iki net ayrımdan söz edemeyiz. Senin için kabul edilebilir olanın son derece bireysel olduğunu ve seni en rahat ettirecek şeyi yapmanın önemini belirtmekte fayda var.

Nerede yaşamayı istiyorsun?

Her kariyer için bu gerekli değil, fakat nerede yaşayacağına karar vermek kariyer arayışında önemli bir nokta olabilir. Gideceğin yerlerde sunulan yaşam tarzı hakkında tekrar düşün. Her köşesinde restoranlar ve kültürel cazibe merkezleri olan metropol yaşam tarzını mı arıyorsun yoksa kırsal ortamın güzelliğine ve sessizliğine mi ihtiyacın var?
Hangi kariyerin senin için doğru olduğuna karar vermek zor bir süreç olabilir. Doğrudan bir yol bulmaya odaklanmak yerine, önce kendi ihtiyaçlarını ve hedeflerini belirle ve ardından bunları elindeki seçeneklerle sentezlemeyi unutma.

Karakter rengini öğren, iş hayatında daha başarılı ol!

SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ & UNUTMAYIN TEK GELİR KAYNAĞIMIZ REKLAMLAR & SİTEMİZİ GEZERKEN REKLAMLARA TIKLAYINIZ




İş hayatındaki başarına etki edecek birçok şeyi araştırmış olabilirsin. Peki, renklerin başarıya etkileri hakkında neler biliyorsun? Kariyerinin ilk adımında ya da kariyer değişikliği yapmak istediğinde bundan sonra renklerden de yardım alabilirsin.

Yapılan araştırmalar, bir insanın karakterini ortaya koyan en önemli göstergeler arasında “renklerin” de olduğunu ortaya koyuyor. 

Renkler, bu özelliğiyle insanın karakterine dair ipuçları verebiliyor ya da belli dönemlerde seçilen renkler, kişinin psikolojisini yansıtabiliyor. Renk ve karakter ilişkisi oldukça geniş bir konu. 

Bu nedenle biz bugün, renklerin kariyerimize etkileri konusunda yoğunlaşacağız. İş hayatındaki karakterinin hangi renk olduğunu merak ediyorsan, bu yazımız tam da sana göre!

Renklerin, insanların psikolojik ve fiziksel özelliklerini ortaya çıkarma gibi bir gücü olduğunu daha önce duymuş ya da test etmiş miydin? 

Günümüzde insan kaynakları birimlerinde kullanılan çoğu kişilik envanteri, renk uyumlarını ortaya çıkararak adayların başvurduğu pozisyona uygunluğunu kontrol etmek için kullanılıyor.
Kullanılan bu testlerde karakter renkleri dört ana renk üzerinde toplanıyor:

Kırmızı

  • Sosyal,
  • Zorlukların üstesinden pratik çözümlerle gelebilen,
  • Rekabetçi,
  • Zaman yönetiminde başarılı,
  • Eleştirilere açık olmayan, ama eleştirmeyi seven,
  • Hırslı, aynı zamanda akıcı konuşmalarıyla ün salan,
  • Kontrol mekanizmasını elinde tutabilen,
  • Öz güveni yüksek,
  • Çok yönlü olup aynı anda birçok işe konsantre olabilen kişiler.
Kırmızı karaktere sahip kişiler; dominant ve lider sınıf kadrosunun içinde yer alır. 

Zorlayıcı ortamlarda konuya egemen olma davranışını benimser. ”Zorluklara rağmen” başarmayı sever ve motivasyonunu başarma duygusunun verdiği hazdan alır. 

İletişim sırasında, durum ve olaylar kendi standartlarına uymadığı taktirde, eleştirme özelliklerini devreye sokmaktan çekinmezler. Bu yapıya sahip biri olduğunu düşünüyorsan, liderlik vasfını kullanabileceğin alanlara yönelmen başarıya daha kolay ulaşmanı sağlar.

Sarı Renk

  • Hareketli,
  • Çalışma düzeni genellikle dağınık,
  • Sevecen,
  • Çalışan bireylerle iyi ilişkiler kurabilen,
  • Dış görünüşüne önem veren,
  • Duygusal yapıda olup hayal kurmayı seven,
  • Mutlu, uyumlu, takım çalışmalarına yatkın,
  • Stratejik düşüncelerde ön plana çıkan, kişiler bu renkte tarif edilir.
Sarı bir karaktere sahip bireyler; yaratıcılıklarını kullanacakları eğlence sektöründe yer alabilir, iletişim alanında insanlarla kolayca bağ kurabilir, sezgilerini ve deneyimlerini iş dünyasındaki adaptasyon süreçlerinde kullanabilirler. Sarı rengi temsil edenler; etkileyici konuşmalarıyla, eğlenceli tavırlarıyla birlikte iş arkadaşları tarafından dikkat çeken bireyler olarak da tanımlanabilirler.

Eğer sarıyı temsil ettiğini düşünüyorsan, çalıştığın birimlerin, dinamik bir yapıya sahip olması motivasyonunun sürekliliğini sağlayacaktır. İnsan kaynakları, turizm ve otelcilik, tercümanlık, psikoloji vb. gibi alanlarda çalışman seni daha başarılı kılabilir.

Yeşil

  • İşine ve yaptığı göreve sadık,
  • Zor anlaşılan,
  • İçe dönük,
  • Hayır diyemeyen,
  • Başladığı işi yarıda bırakmayan, uzun saatler mesai yapabilen,
  • Bilinçli, heyecanlı, güvenilir,
  • Aile yapısına ve takım uyumuna değer veren kişiler bu renkte tarif edilir.
Yeşil karaktere sahip olanlar; barışçıl, planlamacı ve organizasyonel bir yapının içinde yer alabilir. Olumlu ortamlarda statülerini ve devamlılıklarını sağlamak için barışçıl bir davranış içinde olurlar.

Takımlarına uyumlu bir çalışma biçimi benimserler, dağınıklıktan hiç hoşlanmazlar ve çalışma ortamlarının düzenliliğini kendileri sağlarlar. 

Kendi işlerini kendileri yapar, başkalarına bu konuda güvenmezler. Çalışma disiplini konusunda çok titizdirler.
Bu karaktere sahip olduğunu düşünüyorsan, bir takım içerisinde dinamik olabilecek biri olduğun söylenebilir. Takım içi çalışmaların yoğun olduğu, senin liderliğinle yönetilebilecek alanlarda çalışman sana daha fazla başarı getirecektir.

Mavi

  • Mükemmeliyetçi,
  • Mantıksal yanları baskın,
  • Özenli, düzenli ve dağınıklığı sevmeyen,
  • Analitik ve profesyonel,
  • Kolay kolay birine güvenmeyi tercih etmeyen,
  • Hayatını planlı ve programlı yaşayan,
  • Yetenekli, aynı zamanda titiz çalışmayı seven,
  • Hatalarını çabuk fark eden ve anında çözüme kavuşturabilen kişiler de bu renkte tarif edilir.
Mavi karaktere sahip kişiler; kurallara bağlı, disiplinli, mantıklı ve uyumlu bir yapının içinde yer alır. 

Kurallara ve düzene uyumlu, aynı zamanda yanlış yapmaktan kaçan bir davranışı benimseyerek, çatışmayı sevmeyen bir yapının içinde olmayı tercih ederler. Çalışırken kuralların, yetkilerin kesin olarak belirlenmesi ve işleyişin bir düzen içinde ilerlemesi mavi karaktere sahip kişiler için oldukça önemlidir.

Bu karaktere sahip biri olduğunu düşünüyorsan, disiplinize olmuş bir yapının içinde kurallara bağlı olarak çalışan ve ciddiyeti hiçbir zaman kaybetmeyen bir yapın olduğu söylenebilir. Finans, hukuk, ihracat ve ithalat alanlarında çalışmak seni mutlu edebilir.

İşe alım süreçlerinde insan kaynakları birimleri bu ve buna benzer birçok kişilik envanteri testlerini uygulayarak, adayları kategorize ediyor ve ilgili pozisyona uygunluğunu ölçmeye çalışıyor. Sen de kendi karakter analizini yaparak, iş görüşmelerine gitmeden önce dahil olduğun grubu öğrenebilirsin. Böylece karakterinde hangi renklerin baskın hangi renklerin çekinik olduğunu ayırt edebilir, iş hayatında da daha sağlam adımlarla ilerleyebilirsin.


D.I.S.C kişilik testine dair bilmen gerekenler




İşe alımda mülakatlar dışında kuruma ve pozisyona bağlı olarak değişen bazı testler de adaylara uygulanıyor. Bu testlerden en sık yapılanlardan biri D.I.S.C kişilik envanteri. D.I.S.C kişilik testine dair tüm detaylar, bugün Kariyer Rehberi’nde!

Son yıllarda yaygın olarak kullanılan D.I.S.C kişilik envanterin ortaya çıkışı Dr. W. M. Marston tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu envanter bireyin kişilik özelliklerinde öne çıkan; Dominance, Interaction, Steadiness, Cautiousness (Dominant, İz Bırakan, Sadık, Ciddi) kelimelerinin baş harfleriyle adlandırılıyor.

Dominant : Sonuç odaklı, öncü, cesur ve kararlıdır. Gücü elinde tutmak ister.

İz bırakan : Motive edici, iletişimci, eğlenceli, hayat doludur. 
İnsanlarla başarılı iletişimler kurmak ister.

Sadık : Sabırlı, tutarlı, planlamacı, yardımseverdir. Barış içinde yaşamak ister.

Ciddi : Analitik, hesapçı, detaycı ve sistematiktir. Kurallara uyulmasını ister.

Doğru ve yanlış cevap bulunmayan bu teste amaç, bireyin normal ve iş hayatındaki davranış önceliklerini, kendini ifade şeklini, hangi tür iş ortamında ve çevrede rahat olabildiğini, hangi iş türünde başarı sağlayabileceğini ve verimli olabileceğini, kimlerle anlaşabileceğini ölçmektedir. 

Aynı zamanda personel seçiminde, bireyin meslek eğiliminde, bireylerin kariyer planlamasında ve liderlik niteliği tespitinde kullanılmaktadır.

Envanter, 28 soru ve 106 seçenekten oluşmakta ve toplam 70 adet iş tanımını içermektedir. Envanter sonuçlarına göre bireyler, bu 70 iş tanımıyla ya da işletmenin belirlemiş olduğu iş/görev tanımlarıyla karşılaştırılmaktadır.

D.I.S.C envanterinde özel bir soru şekli kullanıldığından test hızlıca yapılmaktadır. 

Böylece bireyden alınması istenen verilere direkt ve güvenilir bir şekilde ulaşılmaktadır. 
 Envanter sonuçlarında kişinin genel karakter özellikleri, motivasyon şekli, iletişim ve genel yetenekleri, bireyin 12 temel karakteri (kararlılık, verimlilik vb.) ve bunları dış ortamda nasıl şekillendirdiği ölçülmektedir.

Kaynak: Emel Erdoğdu, İ.K. Yönetiminde Personel Seçimi ve Psikoteknik Testlerin Önemi