29 Mart 2018 Perşembe

iş bulmak için ne yapmak gerekiyor?

Tamer Ashraf
İş başvurularından geri dönüş alamamak hemen herkes için moral bozucu. Üstelik çevredekilerin de “Ne yaptın?”, “İş bulabildin mi?” gibi soruları ile “Hayırlısı olsun”, “Kısmet” gibi yorumları çok daha can sıkıcı olabiliyor. Peki, bir an önce iş bulmak isteyenlerin ne yapması gerekiyor? CV ve Kariyer Danışmanı Tamer Ashraf, iş arayanların daha hızlı iş bulabilmesi için yapması gerekenleri anlatıyor.
İşsizken iş aramak maddi ya da manevi oldukça zor ve yıpratıcı bir süreç… İlanlara başvuruyorsun ama hiçbir şekilde geri dönüş alamıyorsun. Gittikçe moralin bozuluyor, umutların azalıyor…  Bir de yetmezmiş gibi çevrendeki kişilerin soruları ve “Hayırlısı”, “Olsun” gibi yorumları daha da bunaltıyor. Ancak bu bir süreç, öncelikle kulaklarını olumsuzluklara kapat ve söylenenleri duymazdan gel. Umutsuzluğa kapılma! Kendin dâhil kimsenin seni dibe çekmesine izin verme!

Peki, iş aramaya başlarken ilk önce ne yapmalısın?

·         Güçlü yanlarını, bilgi/becerilerini, yapabileceklerini ve başarılarını keşfet
·         Kısa-orta ve uzun vadeli hedeflerini belirle ve bunları yedekle
·         Özgeçmişini hedeflerine göre yapılandır ve yedekle
·         Gelişimine odaklan, becerilerini güçlendir ve kendine yatırım yap
·         B planını hazırla
·         Mülakatlara hazırlan
·         İş başvurularına odaklan
·         Peki, yukarıdaki maddelerin dışında iş ararken başka neler yapabilirsin?
·         Network’ünü kuvvetlendir
Öncelikle iş bulmak için sana fikir verecek, yol gösterecek, referans olacak tüm iş ve sosyal çevrenin listesini çıkar. Hedefine göre iş bulmanı destek olacak, yön gösterecek kişilerle iletişime geç. Bunu dikkate alarak network’ünü genişlet ve İK uzmanları ya da hedefine uygun kişilerle bağlantı kur. Bağlantı kurarken neden bağlantı kurmak istediğini belirtmeyi unutma.


Kapı kapı dolaşmaktan çekinme

Çalışmak istediğin sektörde ve/veya pozisyonda olan kişilerle iletişime geç. Örneğin, bu kişileri kahve içmeye veya bir öğle yemeğine davet edebilirsin. Cesaretli ve ikna edici olmaya ve niyetini net bir şekilde ifade etmeye gayret et. Bu kişilerle iletişim kurmadan önce ise kendini nasıl daha iyi ifade edeceğini düşün; sorularına hazırlan. Sorularının sektöre, o işin inceliklerine, avantajlarına, sahip olunması gereken bilgi ve becerilere yönelik olmalı. Karşındaki kişiye “İş arıyorum” hissini değil, “Çok güçlü özelliklerim ve niteliklerim var, bu işe ve size uygunum” hissini verecek şekilde konuş ve profesyonel olduğunu hissettir. (Bu görüşmeden sonra belki de yeni bir fırsat doğabilir; seni çalıştığı firmanın İK profesyoneliyle tanıştırabilir veya bir açık pozisyon olduğunda sana haber verebilir…) Bunun dışında daha önce birlikte çalıştığın iş arkadaşlarınla ve yöneticilerinle görüşebilirsin. Böylelikle hem kendini hatırlatır hem de iş arayışınla ilgili onlardan fikir ya da öneri alabilirsin.

Girişken ol

Bir iş başvurusu yaptığında, o işte çalışan İK uzmanlarına veya o şirketten birine ulaşmaya çalış. Şirkette çalışan bir tanıdığın veya tanıdığının bir tanıdığı olabilir. İK birimine veya ilgili birimin yöneticisine elden CV göndermek işi hızlandırabilir veya görünür olmanı sağlayabilir. (Bu şekilde vereceğin özgeçmişini mutlaka o şirkete özel olarak hazırlamalısın!) Eğer İK biriminden birini tanımıyorsan, İK’daki yetkililere ulaşmak için şirketi telefonla arayabilir ve İK biriminin e-postasını öğrenerek CV’ni maille gönderebilirsin. E-mail gönderirken de mailinde, “Ben bu işi yaparım ve size uygunum” mesajını profesyonel dilde hissettirmen çok önemli.

Özgeçmişini İK uzmanına ulaştır

Özgeçmişinizi İK’ya gönderdin. Özgeçmişinin İK uzmanına ulaşıp ulaşmadığını öğrenmek için de şirketi telefonla arayabilir ve hatta telefonda özgeçmişinin o şirket için uygun olup olmadığını sorabilirsin. Ancak bunu yaparken olumsuz bir cevap duymaya hazırlıklı olmanda fayda var. (Eğer olumsuz bir cevap duyarsan da bu cevabı asla kişiselleştirme ve kötü hissetme. Aksine ‘Nasıl daha iyi olurum?’ sorusu üzerine odaklan.)

Sosyal medyayı etkin kullan

Sosyal medya artık çalışanların işten çıkışına bile sebep oluyorsa neden işe alınmasına vesile olmasın? Hedefinde kurumsal firmalar varsa paylaşımlarına dikkat etmelisin. Unutma ki paylaşımların seni temsil eder,  bireysel markan hakkında fikir ver. Bunun dışında ayrıca diğer sosyal medya platformlarından da seni bir işe yönlendirecek, iş bulmanı sağlayacak kişiler çıkabilir. Gözün açık olsun. Bu kişilerle iletişime geç ve onların dikkatini çekecek paylaşımlar yapmaya çalış. Bir bakmışsın iş teklifi almışsın, belli mi olur?


Hedefine uygun STK’larda çalış

Çalışmak istediğin alana ve hedeflerine uygun olan sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak çalışabilirsin. STK’lar birden fazla profesyonelle tanışabileceğin, iletişim kurabileceğin ve kendini gösterebileceğin yerler arasında yer alır. Burada kritik nokta, “Ne de olsa gönüllüyüm” diyerek beş toplantıdan sonra toplantılara katılmaktan vazgeçme ve başladığın işin sonunu getirmeye dikkat et. İyi bir izlenim bırakmaya, doğru kişilere ulaşmaya özen göstermen çok önemli.
Bunun dışında, kendine güven ve pozitif düşünce ile iletişim kurmaya özen göster. Kimin nereden karşına çıkacağı belli olmaz… İş arama sürecine odaklan, hatta işin bu olsun. Süreci zamana bırak, işe başlayacağınız zaman için sabırla bekle ve asla yılma. Tek bir pozisyonda ısrarcı olmak yerine yedek planların için de iş arama sürecini devam ettir.  Hadi ne duruyorsun? Şu an itibariyle kendini yenile ve yenilenmiş düşüncelerle iş aramaya başla!


Nasıl iş başvurusunda bulunmalısın?

Tamer Ashraf
Araştırmalara göre Ocak ayı iş aramak için ideal bir zaman. Pek çok firmada Ocak ayında yeni pozisyonlar çıkıyor, haliyle yayınlanan ilan sayısı da artıyor. CV ve Kariyer Danışmanı Tamer Ashraf, iş arayanların ne zaman ilanlara başvuru yapması gerektiğini ve bu süreçte nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlatıyor.
Araştırmalar Ocak ayının iş aramak için en iyi zaman olduğunu gösteriyor. Bunun nedenleri arasında ise şirketlerin yenilenen bütçeleri, boşalan pozisyonlar ve alınan kararlar yer alıyor. Zamlardan ve hedeflerden memnun olmayanların işten ayrılmasıyla, yeni pozisyonlar ortaya çıkıyor ve yeni iş ilanlarının sayısı artıyor. Bu da demek oluyor ki iş arayanların bu ayı çok iyi değerlendirmesi gerekiyor!


Peki, bu süreci doğru değerlendirmek için ne yapmalısın?

Hangi konuda iyisin, güçlü yanların neler, geliştirmen gereken yönlerin için neler yaptın ve ne yapacaksın? İş arama sürecinde karşına çıkacak fırsatlar ve tehditler neler, bu fırsatları nasıl değerlendirebilir ve tehditleri nasıl aşabilirsin? Kısacası, iş değişikliği sürecin için bireysel SWOT analinizi yapmalı ve hedefini belirlemelisin. Sonrasında ise hedefin iş ve yaşam değerlerinle örtüşüyor mu kontrol etmen gerekiyor. Keşke her şey yol problemlerindeki gibi, A şehrinden B şehrine saatte 100 km hızla gitmek gibi kolay olsa değil mi?

Özgeçmişin güncel mi?

CV’nin son çalıştığın pozisyona ve hedefine göre güncel olması ve tabii tüm platformlarda da aynı şekilde yer alması çok önemli. Bu nedenle özgeçmişini iyice gözden geçir ve bireysel markanı yönetmek için kendini iyi konumlandır. Elbette önyazının kemik metnini ilanlara göre de revize etmeyi atlama. (Gireceğin mülakatların özgeçmişin üzerinden işe göre şekilleneceğini hesaba katarsak oldukça önem kazanıyor.

İş ararken mutlaka yapılacaklar:

·            İş arama/ilan kanallarını sıkı sıkı takip et.
·         İş ve sosyal çevreni iş arayışınla ilgili haberdar et.
·         Çalışmak istediğin işle ilgili bağlantılarınla olan iletişimini kuvvetlendir, sadece ağ kurma, bağ kurmaya çalış.
·         Seçme-yerleştirme danışmanlık firmalarıyla da iletişime geç.
·         Niteliklerine uyan ilanlara başvur.
·         İlanları iyi oku. İş başvurusunda bulunurken ilan ile özgeçmişinin paralel olmasına dikkat et.
·         Etik değerler dahilinde kelimelerin gücünü kullan.
·         Tüm sosyal platformlarda bireysel markanı iyi konumlandır ve sosyal medyada doğru bilgilerle yer al.

Şu durumda en kritik noktaların başvuru zamanı ve sırası olduğunu görüyoruz. İşin İK tarafına bakacak olursak ilanlar haftanın ilk yarısı daha çok yayınlanıyor. Burada önemli detay, ilana kaç kişinin başvurduğu ve senin ilk başvuranlar arasında olup olmadığın. İlana bininci kişi olarak başvurduysan diğer adaylar içinden fark edilmen zor olabilir. Eğer ilanları günlük takip eder ve ilan açıldığında ilk başvuranlar arasında yer alırsan işe uygunluğuna göre fark edilme ve mülakata çağrılma şansın artar.
Diyelim ki, ilan 2 hafta önce yayınlandı ve yine de başvuruda bulundun. İK uzmanı ilanın yayınlanmasından sonra hızlıca doğru adayı bulmak adına CV’leri incelemeye ve mülakatları planlamaya başlar. İlk başvuranların CV’leri daha detaylı incelenir, eğer aranılan aday bulunamazsa diğer CV’ler detaylı bir şekilde mercek altına alınır.


İş başvurularını yaparken dikkat edilmesi gerekenler

·         Kişisel gözlemim, yeni ilanların çoğunlukla hafta sonu yayınlanmadığı ve ilanlara yapılan başvuruların hafta sonları azaldığı yönünde. Bu nedenle ilanları hafta içi mutlaka düzenli olarak takip etmelisin.
·         Tavsiyem, iş arama kanallarının uygulamalarını telefonlarına indirmen ve alarm kurman yönünde. Bir işte çalışsan da, çalışmana engel olmayacak saatlerde ilanları günlük olarak takip etmende fayda var.
·         İş başvurusunu hafta sonuna bırakma. Sosyal medya, danışman firmaların ilan sayfaları, profesyonel sosyal ağlar, ilan siteleri… Hepsini takip etmeyi iş arama sürecinde kendine görev edin.
·         Unutma, “İş aramak bir iştir”. Mülakatlara hazırlanmayı unutma. Mülakatlarda kendini nasıl ifade ettiğin kadar nasıl temsil ettiğin de önemli. Mülakata her yönden hazırlıklı gitmelisin. İş arama sürecinde bol şans dilerim! Umut et, başvuruların için alternatifleri iyi değerlendir ve asla pes etme!


Mühendislikte kadınların Lider!

Son 5 yılın verileri, kadınların mühendislik alanlarındaki başvurularının yaklaşık üç katına çıktığını ortaya koyarken, yönetici pozisyonlarına olan başvurularda kadınların oranı ortalamanın altında kalıyor.

Türkiye’nin en büyük online istihdam platformu olan Kariyer.net, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, veri tabanında bulunan 25 milyonu aşkın özgeçmiş arasından kadın istihdamına ilişkin derlediği verileri paylaştı. %51’i 19-30 yaş arasında, %64’ü yükseköğretim mezunu olan kadın adayların verileri, genç ve eğitimli kitlenin tercihlerini göstermesi açısından büyük önem taşıyor.

En çarpıcı sonuç; kadınların mühendislik pozisyonlarına olan ilgisindeki artışta kendini gösterdi. 2013 yılında bu pozisyon için 990 binden fazla kadın iş başvurusunda bulunurken, bu sayı her yıl biraz daha artarak 2017’de 2 milyon 798 bine ulaştı. Şirketlerin Araştırma-Geliştirme (AR-GE) alanında önemli atılımlar yapması nedeniyle bu alanda donanımlı çalışana ihtiyaç hızla artarken, AR-GE Mühendisi olmak isteyen kadınların sayısında da ciddi bir artış yaşandı. 

Bu bölüme kadınlar tarafından 2016’da 20 binden fazla iş başvurusu yapılırken 2017’de başvuru sayısı beş katına çıktı ve 106 bini aşkın başvuru gerçekleşti. 

En yüksek ikinci artış yüzde 97 ile Vardiya Mühendisi pozisyonunda yaşandı; yüzde 57’lik artışla Tasarım Mühendisliği ise kadınların en çok başvurduğu üçüncü mühendislik pozisyonu oldu.


“Kadınların meslek tercihleri değişiyor”

Verileri değerlendiren Kariyer.net Genel Müdürü Fatih Uysal, şu açıklamayı yaptı: “Son 5 yılın rakamlarını incelediğimizde; Kariyer.net’e yeni üye olan adaylarda kadınların %50’nin üzerine çıktığını görüyoruz. 

Yine son yıllarda kadınların meslek tercihlerinin değiştiği göze çarpıyor; kadınların mühendislik pozisyonlarına yaptığı başvuruların son yıllarda üç katına çıkması bu tercih değişikliğinin en büyük göstergelerinden biri olarak nitelendirilebilir. 

Diğer yandan yönetici pozisyonuna yapılan başvuruların sadece üçte birinin kadın adaylardan gelmesi bu alanda halen gidilecek yolumuz olduğunu gösteriyor. Tüm bu gelişmeler, kadınların istihdam dünyasındaki yerinin gelecek yıllarda değişeceğine işaret ediyor.”

“Sağlık” en gözde sektör

Kariyer.net üyesi üniversite mezunu kadınların en çok okuduğu bölümler İşletme, İktisat, Kamu Yönetimi, Muhasebe ve Maliye olurken; mezun olunan üniversitelerde ilk 5’i Anadolu, İstanbul, Marmara, Kocaeli ve Uludağ üniversiteleri oluşturuyor. 

Yapılan değerlendirmede, üniversite mezunu kadınların en çok Sağlık, Tekstil, Finans-Ekonomi, Hizmet ve Ticaret sektörlerinde iş başvurusunda bulunduğu görülüyor. 

İlkokul ve lise mezunu kadınların tercihleri incelendiğinde en çok tercih ettiği pozisyonlar ise şöyle sıralanıyor: Satış Danışmanı, Sekreter, Hemşire, Çağrı Merkezi Müşteri Temsilcisi ve Yönetici Asistanlığı.

Kadın adayların en az olduğu bölge: Doğu Anadolu

Kariyer.net verilerine göre kadın adayların en çok bulunduğu bölge Marmara Bölgesi, en az olduğu bölge ise Doğu Anadolu Bölgesi.

 Ege, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu, Karadeniz ve Marmara bölgelerinde kadınların en çok iş başvurusunda bulunduğu sektör “Sağlık” olurken, Akdeniz Bölgesi’ndeki kadınların tercihi “Tekstil”, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki kadınların tercihi ise “Finans Ekonomi” sektörü oldu. Şehir bazında incelendiğinde; Aydın ve Kırklareli’deki kadın adaylardan gelen başvuruların ortalamanın üzerinde artış gösterdiği kaydedildi.

Çalışanlar dikkat!

Çalışanlar dikkat! İstifa eden de kıdem tazminatı alacak

Halen 8 Eylül 1999’dan önce ilk işe girişi olanlara 15 yıl ve 3600 gün koşuluyla tanınan, emekliliği ya da işten çıkarılmayı beklemeden kıdem tazminatı alma hakkının kapsamı genişliyor.
9 Eylül 1999’dan sonra ilk kez işe girenler Eylül 2019’dan itibaren 7000 gün primi doldurmuşlarsa tazminatlı ayrılabilecek. Eylül 2024’ten itibaren ise 25 yıl sigorta ve 4500 günü dolduran herkes bu hakkı kullanabilecek
Çalışma hayatına 8 Eylül 1999 tarihinden önce başlayanlar 15 yıl ve 3600 prim günü koşulunu tamamladıkları andan itibaren, emekli olmayı beklemeden son çalıştıkları işyerindeki kıdem tazminatını alıp ayrılabilirler. 9 Eylül 1999 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar da emekli olmadan kıdem tazminatı alabilirler, ancak onların daha zor şartları yerine getirmesi gerekiyor. Gazete Habertürk'ten Ahmet Kıvanç ve Tahsin Akça'nın haberi...
Çalışanların en çok merak ettiği konuların başında kıdem tazminatı geliyor. Çalıştığı işyerinden ayrılmak isteyen, daha iyi koşullarda iş bulma imkânı olan işçiler, kıdem tazminatlarını nasıl alabileceklerini merak ediyor.
Son işyerinde en az bir yıl çalışılarak hak kazanılan kıdem tazminatı normalde emeklilikte, vefat halinde veya işveren tarafından işten atılma durumunda alınabiliyor. Bunun dışında kıdem tazminatı alabilmek için işçinin haklı bir nedenle istifa etmesi veya erkeklerin askerlik, kadınların da evlendikten sonra bir yıl içinde istifa etmesi gerekiyor.

1475 SAYILI KANUNA MADDE EKLENMİŞTİ

1999 yılında emeklilik yaşı kademeli olarak kadınlarda 58, erkeklerde 60’a yükseltilirken, çalışanların kıdem tazminatı konusunda mağduriyet yaşamaması için bir düzenleme yapıldı. 1475 sayılı eski İş Kanunu’nun kıdem tazminatıyla ilgili 14. maddesine 5. fıkra eklenerek yapılan düzenlemenin özü, “yaş dışındaki emeklilik koşulları”nı yerine getiren işçilerin işten ayrılmaları durumunda kıdem tazminatı alabilmesini sağlamak.
Bu düzenleme iş dünyasında 15 yıl sigorta, 3600 prim günüyle kıdem tazminatının alınabilmesi uygulaması olarak anılmaya başlandı. Yakın zamana kadar bu düzenleme sadece 8 Eylül 1999’dan önce işe girmiş olanları ilgilendiriyordu. Yasaya göre, 9 Eylül 1999 tarihinden sonra işe girenler de yaş dışındaki emeklilik koşullarını yerine getirmeye başladıktan sonra kıdem tazminatlarını alabilecek. Dolayısıyla, konu 4/A (işçi) statüsünde çalışan herkesi ilgilendiriyor.


KIDEM TAZMİNATI SON İŞYERİNDEKİ İÇİN ALINIR

Kıdem tazminatı alabilmek için aynı işverene bağlı işyerlerinde en az bir yıl çalışmak gerekiyor. Son işyerindeki çalışmalar için ödenen kıdem tazminatı, her hizmet yılı için en son 30 günlük brüt ücret üzerinden hesaplanıyor.

KİM HANGİ KOŞULDA KIDEM TAZMİNATI ALABİLİR

Emekli olmadan kıdem tazminatı alma koşulları, işe ilk defa başlanan tarihe göre değişiyor. İşe giriş tarihine göre, koşullar şöyle: 
- 8 Eylül 1999’dan önce işe girenler: 15 yıl sigorta, 3600 gün prim.
- 9 Eylül 1999-30 Nisan 2008 tarihleri arasında işe girenler: 25 yıl sigorta, 4500 gün prim.
- 1 Mayıs 2008’den sonra işe girenler: 25 yıl sigorta, 5400 gün prim.
- 9 Eylül 1999’dan sonra işe girenler: Sigortalılık süresi şartı aranmaksızın 7000 prim günü
- 9 Eylül 1999 tarihinden sonra işe başlayanlar emekli olmadan kıdem tazminatını alma hakkını 2024 yılından itibaren elde edecek. Bunlar içerisinde kesintisiz olarak yirmi yıl çalışarak 7000 gün prim ödeyenler ise gelecek yıl sonbahardan itibaren, emekli olmadan kıdem tazminatını almaya hak kazanacak.
Aralık 2017 itibarıyla Toplam aktif sigortalı sayısı 22.2 milyon kişi.
Emekli aylığı alanlar 12.1 milyon kişi.
Sigortalıların nüfusa oranı %87.1’e ulaştı.
Kapsam dışı nüfus ise %12.9’a geriledi.
SÜRE VE GÜN KOŞULLARINI AYNI STATÜDE DOLDURMA ŞARTI YOK
Mevcut uygulamada emekliliği ve işten çıkarılmayı beklemeden kıdem tazminatı hakkı için 15 yıl ve 3600 gün primi aynı sigorta statüsünde doldurma şartı bulunmuyor. Örneğin önceleri Emekli Sandığı kapsamında memur olarak çalışıp sonradan özel sektörde 4A statüsünde çalışmaya devam edenler ya da Bağ-Kur kapsamında esnafken sonradan özel sektörde işe girenler için sürenin dolup dolmadığı konusunda çalışma hayatının tamamına bakılıyor. Ancak son çalışılan işyerindeki sürenin tazminatı alınabiliyor. Memuriyette geçen önceki sürenin tazminatı içinse emekliliğin beklenmesi gerekiyor.

15 YIL VE 3600 GÜNLE İKİ KEZ TAZMİNAT ALINABİLİR

İş sözleşmesini feshedenlerin, belli süre önce karşı tarafa bildirimde bulunması gerekir. Bu süre 6 aydan az çalışanlarda 2 hafta, 6 aydan 1.5 yıla kadar çalışanlarda 4 hafta, 1.5 yıldan 3 yıla kadar çalışanlarda 6 hafta, 3 yıldan fazla çalışanlarda 8 hafta. Bildirim süresine uyulmaması durumunda o süre kadar haftalık ücretin karşı tarafa ihbar tazminatı olarak ödenmesi gerekiyor. Yasadaki bu sürelerden bağımsız olarak işçi ve işveren tarafından imzalanan iş sözleşmesinde daha fazla ihbar süreleri konulabiliyor.
Emekli olmadan kıdem tazminatı alarak işten ayrılanlar ihbar tazminatı alamazlar. Uygulamada, işverenler, sigortalılık süresi ve prim gün sayısını doldurarak kıdem tazminatı almak suretiyle ayrılan işçilerden genellikle ihbar tazminatı talep etmiyor.


SGK YAZIYI İKİ KEZ VERİYOR

Bununla birlikte, sürpriz bir ihbar tazminatı yükümlülüğüyle karşılaşmamak, en azından davalarla uğraşmamak için işverene önceden yazılı bildirimde bulunmak yararlı olur. 15 yıl sigorta, 3600 gün primle kıdem tazminatı alarak işten ayrıldıktan sonra başka bir işte çalışmaya başlayanlar, buradan da emekli olmadan, aynı gerekçeyle ayrılarak kıdem tazminatı alabilir. Bu durumda da yine SGK’dan yazı alınması gerekiyor. Yasada herhangi bir kısıtlama bulunmamakla beraber SGK sadece iki defa yazı verdiği için 15 yıl sigorta, 3600 günle en fazla iki defa kıdem tazminatı alınabilir.

SGK erken emeklilik müjdesi


SGK erken emeklilik müjdesi: Bu durumlarda emeklilik öne çekilebilecek!

Çalışanların çoğu herhangi bir iş yerine girdiğinde aylarca sigortası yapılmıyor. Bu nedenle yasa, primi eksik yatana ya da sigortası yatırılmayana 'hizmet tespit davası' açabilme hakkı tanıyo. Bu sayede binlerce kişi emekliliğini öne çekebilme imkanı elde edebilecek.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun ( TÜİK) son açıkladığı verilere göre çalışanların yüzde 35.2'si kayıtdışı. Yani 10 milyon kişi sigortasız olarak çalışıyor. Sigortasız çalışılan sürede, işveren  SGK'ya işe giriş bildirgesi vermiyor. Dolayısıyla prim yatmıyor veya eksik yatıyor. Asgari ücret üzerinden yatan primler de var. Bu nedenle yasa, primi eksik yatana ya da yatırılmayana 'hizmet tespit davası' açabilme hakkı tanıyor. Bu sayede binlerce kişi emekliliğini öne çekebilme imkanı elde edebilecek.
DAVA İÇİN SÜREYE DİKKAT!
Yasa, primi eksik yatana ya da yatırılmayana 'hizmet tespit davası' açma hakkı tanıyor. Bu yolla binlerce kişi emekliliğini öne çekti.  Yargıtay da  SGK'yı değil işçiyi haklı buluyor. Çalışan sigortasız çalışarak geçirdiği sürenin son yılından başlayarak 5 yıl içerisinde hizmet tespit davası açmalı. Çalışan ölmüşse, hak sahipleri de dava açabiliyor.
ŞAHİT VE BELGE YETER...

Elinizde sağlam belgeler, şahitler varsa 'iş mahkemesine' mutlaka tespit davası açın. Hizmet tespit davası açmak için delil olarak kullanılabilecek kalemler şunlar:  SGK işyeri dosyası, sigortalının işyeri sicil dosyası, işverenin mesleki kuruluş kaydı, esnaf sicil kaydı, ticaret odası kayıtları, vergi mükellefiyet kayıtları, ücret bordroları, tanık, bilirkişi.
MUTLAKA SORGULATIN!
Hizmet tespit davasını kazandığınız halde  SGK, 'hizmet tespit davası ile kazandığınız günlerin primleri ödenmedi' diye emeklilik talebinizi reddederse, en yakın İş Mahkemesi'nde emeklilik talebiniz için dava açın. Davayı kazanınca birikmiş aylıklarınızı da alırsınız. Eksik prim yatıp yatmadığını  SGK'ya giderek ya da 'turkiye.gov.tr (e-devlet)' sitesine girerek kontrol edebilirsiniz.

28 Mart 2018 Çarşamba

Tehlikeli 20 Telefon Uygulaması

Telefon Rehberi uygulamalarına inceleme
Rehber uygulamalarına yönelik çok sayıda şikayetin ardından GetContact dahil 25 mobil uygulama için inceleme başlatıldı.
Rehberlik hizmeti veren mobil uygulamalar, özellikle son dönemde kullanıcıların yaptığı sorgulamaların ekran görüntülerini alarak sosyal medya hesaplarında paylaşmasıyla popülerlik kazandı. Başka kişilerin telefon rehberlerinde nasıl kayıtlı olduğunu merak eden kullanıcılar, numara sorgulaması yapabilmek için bu uygulamalara yoğun ilgi gösterdi.
Kişilerin telefon numarası ve diğer bilgilerini toplayarak rehber oluşturan mobil uygulamalar ve internet siteleri kişisel verilerin korunmasına yönelik endişeleri de beraberinde getirdi.

BTK BAŞKANINDAN UYARI

BTK Başkanı Ömer Fatih Sayan, hızla yayılan ve güvenlik açığı içeren 3. parti uygulamalarla kaynağı belli olmayan, kullanıcıdan izin talep eden GetContact ve benzeri uygulamaların kişisel bilgilerin kötü niyetli kişilerin eline geçmesine neden olabileceği konusunda uyardı. Rehberlik hizmeti veren uygulamalara yönelik şikayetlerin artması üzerine GetContact dahil 25 mobil uygulama için inceleme başlatıldı.

'KİŞİSEL BİLGİLER TEHLİKEDE'

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Genel Başkanı Rahmi Aktepe de AA muhabirine, en popüler rehber uygulamalarından GetContact'ın kullanıcıların numarasını ve isimlerini havuzunda topladığını söyledi.
Uygulamanın rehberi kopyalama sistemi olduğu için kişinin numarası ve bilgilerini diğer kişilerle paylaştığına dikkati çeken Aktepe, şöyle devam etti:
"Uygulama bu noktada, özel hayatın gizliliği bakımından sıkıntılar doğuruyor. Buradan numaranızı ve bilgilerinizi silebilmek için sisteme eklenen unlist (listeden çıkarma) özelliğini kullanabilirsiniz. Bunun için de öncelikle uygulamadan hesabınızı silmeniz gerekiyor. GetContact uygulamasını indirerek telefonunuza erişim hakkı vermiş oluyorsunuz. Tüm verileriniz alınıyor. Cep telefonunuza giriş hakkı verdiğiniz için tüm kişisel bilgileriniz de ele geçiriliyor."
Aktepe, ıslak imza ya da elektronik imzayla kullanıcıların rızasının alınmadığına işaret ederek, "Biz bu tür yazılımları, tüm bilgilerinizi toplayarak casusluk yapmayı amaçlayan ve insanların davranışlarını ortaya çıkaran bir kötücül yazılım olarak tanımlıyoruz." dedi.
Söz konusu yazılımların davranış şekillerini etkilediğini anlatan Aktepe, bunun amacının siber saldırılarda kullanılacak istihbaratı toplamak olduğunu dile getirdi.


Bilgilerin nasıl kullanıldığı bilinmiyor

Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Yönetim Kurulu Başkanı Said Ercan da GetContact, CIA, UpCall, True Caller gibi mobil uygulamaların, tanınmayan numaraların kimlere ait olduğunu, rehberde nasıl kaydedildiklerini ve arama engelleme gibi veriler sunduğunu söyledi.
Uygulamayı indirip rehbere erişim izni verildiğinde bu programı kullananların, kişilerin rehberlerine erişebildiğini vurgulayan Ercan, şunları kaydetti:
"Kullanıcıların sisteme verdikleri bilgilerin kimlerle paylaşıldığı ve ne şekilde kullanıldığının bilinmemesi ciddi tehlike arz ediyor. Bu uygulamaları indirirken rehbere ve kişisel verilere ulaşım izni istiyor. İşte tam da burada tehlike başlıyor. Ayrıca kullanıcının kendi numarası da sisteme otomatik kopyalanıyor. Havuzda toplanan numaralar ve isimler, sorgulama yapan diğer kişilerle paylaşılıyor."
Ercan, rehbere erişim imkanı sağlayan bu uygulamaların ileride ciddi güvenlik açıklarına neden olabileceğini belirterek, "Sizlerden aldıkları bu bilgileri reklam ve algı yönetimi için uygulamalar vasıtasıyla kullanmış oluyorlar. Bu ve benzeri tüm uygulamalara dikkatli yaklaşmak ve erişim izni vermemek gerekiyor." diye konuştu.

Milyarlarca numara sorgulandı

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, rehber uygulamaları arasında GetContact, CIA, UpCall, Truecaller, CallApp, Kim Arıyor? uygulamaları öne çıkıyor. Bu uygulamaların sadece Google Play üzerinden indirilme sayısı 100 milyonları buluyor.
Söz konusu uygulamalardan GetContact, Apple'ın AppStore uygulama marketinde popüler ücretsiz uygulamalar listesinde ilk sırada yer alıyor. Google Play'de ise 10 milyona yakın kişinin indirdiği GetContact uygulamasıyla şu ana kadar 4,5 milyar telefon sorgulaması yapıldı.
Telefon sorgulaması yapabilmek için indirilen uygulamalarla sisteme giriş yapmak ve arama ekranına numarayı yazarak sorgulama tuşuna basmak yeterli oluyor. Bu uygulamalar, kişilerin rehberlerde nasıl kayıtlı olduğunu göstermesinin yanı sıra kullanıcıya istenmeyen aramaları engelleme özelliği sunuyor.
Kişisel Verileri Koruma Kurumu, rehberlik hizmeti veren internet siteleri veya uygulamalarının Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na aykırı olduğu gerekçesiyle durdurulmasına karar vermişti. Kurumca 25 Ocak'ta Resmi Gazete'de yayımlanan kararında söz konusu internet sitesi ve uygulamaların faaliyetlerine son vermemesi halinde buralara erişimin engellenmesi adına yetkili kurumlara başvuruda bulunulacağı bildirilmişti.

Get Contact özellikleri neler? Get Contact nasıl kullanılır?

Rehberinizdeki mevcut kişilerin sizi nasıl kaydettikleri bilgisine ulaşmanızı sağlayan Get Contact uygulaması aktif hale getirildi. Peki, devreye girdiği andan itibaren kullanıcıların yoğun ilgisiyle karşılaşan Get Contact ne işe yarıyor? Son zamanlarda büyük yankı uyandıran Get Contact nasıl kullanılır?
Telefonunuzdaki kişi listenizin sizi ne şekilde kaydettiğini öğrenmenizi sağlayan Get Contact uygulamasına kullanıcılar tarafından büyük rağbet gösterildi. Öyle ki, Get Contact uygulamasını indirip kişi listesinin rehberinde nasıl kayıtlı olduğunu öğrenmeleriyle birlikte ekran görüntüsünü alıp Instagram ve Facebook gibi sosyal medya araçlarıyla paylaşıldı. Get Contact uygulamasının gündeme bomba gibi düşmesinin hemen sonrasında bu uygulamanın ne olduğu ve özellikleri kullanıcılar tarafından büyük bir merak konusu haline dönüşerek internet üzerinden sorgulamalar hız kesmeden başlatıldı. Peki, şimdilerde kimsenin dilinden düşmeyen ve çok geniş bir kesimin kullanıcısı haline geldiği Get Contact ne işe yarıyor? Esas amacı kullanıcılara rahatsızlık veren numaraları engellemek adına filtre koymak olan Get Contact nasıl kullanılır?

GET CONTACT NEDİR? GET CONTACT NE İŞE YARIYOR?

Get Contact, uygulamayı indiren kullanıcıların rehber bilgilerini alması yoluyla çalışmaktadır. Bu doğrultuda, kişi listenizdeki insanların sizi telefon rehberine ne şekilde kaydettiklerinin bilgisini edinebilme olanağı elde edebileceksiniz.
Kullanıcılar Get Contact uygulamasını indirdiklerinde, rehber erişimine de izin veriyor. Rehber kopyalama sistemiyle çalışan Get Contact uygulamasını karşı tarafın da kullanıyor olması gerekmektedir. Böylece, indirilen cihazdaki rehbere ve numaranıza ulaşan sistem bunları uygulamayı kullanan diğer kişilerle paylaşıyor.
Get Contact uygulamasının esas amacı, her ne kadar numaraları engellemek adına filtre koyması olsa da kullanıcılar tarafından can alıcı bulunan en önemli özellik, kişilerin sizi rehbere nasıl kaydettiğini görme fırsatı sağlamasıdır.
Get Contact uygulaması veri güvenliği hususunda tehlike arz eden bir uygulama olmasına karşın, kullanıcılar bu gibi uygulamaları beğendikleri için sıklıkla tercih ediyorlar.

ARAMA ENGELLEME

İstenmeyen aramaları engelleyebilir ve bu aramaları raporlayarak diğer Getcontact uygulamasını kullanan milyonlarca kişinin korunmasına yardımcı olabilirsiniz. Getcontact, gücünü milyonlarca kullanıcısından alır. Diğer kullanıcılar tarafından raporlanan istenmeyen çağrılardan, “Spam Koruma” özelliğini aktif ederek otomatik olarak korunabilirsiniz.


ÇAĞRI TANIMLAMA

Sizi arayan kişinin kimliğini, rehberinizde kayıtlı olmasa bile otomatik olarak tanımlayabilirsiniz.

KEŞFET

Getcontact, aynı zamanda harika bir sosyal topluluktur. Gerçek hayatta tanıyor olabileceğiniz kişileri, ortak arkadaşlarınız aracılığı ile iletişim kurmanızı sağlar. Uzun yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınıza iletişim isteği gönderebilir, arkadaşınızın isteğinizi onaylaması durumunda kendisiyle yeniden iletişim kurabilirsiniz.

27 Mart 2018 Salı

İş-sosyal hayat dengesi yüksek meslekler

İş-sosyal hayat dengesi meselesi Y jenerasyonunun iş dünyasıyla katılmasıyla giderek daha da önemli bir konu haline geldi. Şirketler artık iyi çalışanlarını elde tutmanın yolunun onlara iş ve sosyal hayatlarının dengeli olduğu, esnek çalışma imkanları olan, yan ve sosyal hakları fazla bir iş atmosferi sunmaktan geçtiğinin farkında. Sizler için Glassdoor adlı iş arama sitesinin ABD kapsamında yaptığı iş-sosyal hayat dengesi yüksek, geleceği parlak meslekler araştırmasını inceledik.
Glassdoor ABD’deki üyeleri arasında yaptığı geniş çaplı araştırmada onlardan iş-sosyal hayatlarını birden beşe kadar oylamalarını istiyor ve memnuniyetlerini araştırıyor. Sonuçlara göre iş-sosyal hayat dengesinin önemi giderek artarken bu konuda memnuniyetin azaldığı görülüyor. 2009’da ortalama 3.5 iken, 2012’de 3.4’e, 2015’te ise 3.2’ye gerilemiş.
Araştırma sonuçlarına göre iş-sosyal hayat dengesi yüksek parlak meslekler listesi şöyle:

Veri bilimcisi

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 4.2
Yıllık maaş ortalaması: 114 bin dolar

SEO yöneticisi

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 4.1
Yıllık maaş ortalaması: 45 bin dolar

Headhunter (Yetenek avcısı)

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 4.0
Yıllık maaş ortalaması: 63 bin dolar

Sosyal medya yöneticisi

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 4.0
Yıllık maaş ortalaması: 40 bin dolar

Özel öğretmen

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.9
Yıllık maaş ortalaması: 24 bin dolar

İnsan Kaynakları yöneticisi

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.9
Yıllık maaş ortalaması: 44 bin dolar

UX (Kullanıcı deneyimi) tasarımcısı

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.9
Yıllık maaş ortalaması: 91 bin dolar

Dijital pazarlama yöneticisi

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.9
Yıllık maaş ortalaması: 70 bin dolar


Pazarlama uzmanı

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.8
Yıllık maaş ortalaması: 32 bin dolar

Web yazılım uzmanı

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.8
Yıllık maaş ortalaması: 66 bin dolar

Risk analisti

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.8
Yıllık maaş ortalaması: 69 bin dolar

Çevre mühendisi

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.8
Yıllık maaş ortalaması: 65 bin dolar

Endüstriyel tasarımcı

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.8
Yıllık maaş ortalaması: 65 bin dolar

Marka temsilcisi

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.8
Yıllık maaş ortalaması: 71 bin dolar

Pazarlama analisti

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.8
Yıllık maaş ortalaması: 60 bin dolar

Bilgisayar mühendisi

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.8
Yıllık maaş ortalaması: 91 bin dolar

Web tasarımcısı

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.8
Yıllık maaş ortalaması: 53 bin dolar

Teknik araştırmacı

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.8
Yıllık maaş ortalaması: 36 bin dolar

Program analisti

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.7
Yıllık maaş ortalaması: 71 bin dolar


Veri analisti

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.7
Yıllık maaş ortalaması: 58 bin dolar

İçerik yöneticisi

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.7
Yıllık maaş ortalaması: 60 bin dolar

Çözüm mühendisi

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.7
Yıllık maaş ortalaması: 92 bin dolar

Laboratuvar asistanı

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.7
Yıllık maaş ortalaması: 27 bin dolar

Yazılım geliştirme uzmanı

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.7
Yıllık maaş ortalaması: 80 bin dolar

Front end geliştirme uzmanı

İş-sosyal hayat dengesi ortalaması: 3.7
Yıllık maaş ortalaması: 75 bin dolar
Not: Araştırma sonuçlarıyla ilgili Glassdoor bazı eleştirileri gündeme getiriyor. Buna göre büyük çoğunluğu teknolojiyle ilgili olan bu mesleklerde iyi eleman bulmak kadar çalışanı uzun süre tutmak da kolay değil. Ayrıca bu sektörlerde çalışanların çok fazla çalıştıklarını da ifade ettikleri görülüyor. Bir diğer nokta ise bu mesleklerin çoğunun 15 yıl öncesinde var olmayan yeni meslekler olmasıyla ilgili.

En çok kazandıran 6 mühendislik dalı

Mühendislik geçmişte olduğu gibi günümüzde de gözde meslekler arasında yer almaya devam ediyor. “Types of engineering degrees” adlı sitenin yaptığı araştırmaya göre mühendislik en çok kazandıran 17 meslek arasında 10. sırada. Sizin için çok kazandıran mühendislik dallarını derledik.

Mühendis

Mühendislik ortaya çıkışı itibariyle pek çok meslekten daha eski bir tarihe sahip. Bundan 100 yıl önce inşaat ya da ziraat mühendisliği yeni yeni ortaya çıkarken bugün bilgisayar, yazılım, makine, maden, petrol, elektrik mühendisliği gibi teknolojiye paralel onlarca farklı dal söz konusu. Aşağıda mühendislik alanında güncel gelişmeleri ve araştırmaları paylaşan “Types of engineering degrees” adlı sitenin bugün en çok kazandıran mühendislik dallarını ortaya koyan çalışmasını sizlerle paylaştık.

İşte en çok kazandıran mühendislik dalları:

Petrol mühendisliği

Dünyada en çok kazandıran mühendislik dalları arasında ilk olarak petrol mühendisliği geliyor. Özellikle yurt dışında petrol çıkan tesislerde çalışan mühendisler için yıllık ortalama maaş 132 bin dolarla 200 bin dolar arasında değişiyor. Gittikçe büyüyen enerji ihtiyacı ve genişleyen sektör petrol mühendisliğini yakın gelecekte daha da değerli kılacak.

Elektrik mühendisliği

Maaş ortalaması yeni mezun için yıllık ortalama 57 bin dolar olan elektrik mühendisliği de en çok talebin olduğu mühendislik kolları arasında yer alıyor. Daha deneyimli elektrik mühendisleri için maaş ortalaması ortalama 100 bin dolar civarında.

Bilgisayar / yazılım mühendisliği

Dijital çağın içinde olduğumuzu ve teknolojinin yetişmesi giderek zorlaşan hızını da hesaba katarsak yazılımcıların ve bilgisayar mühendislerinin değerini ve önemini daha iyi anlayabiliriz. Teknoloji kendi içerisinde spesifikleştikçe farklı kolların da oluşmaya başladığı bu meslek dalı daha uzun süre en çok kazandıran ve talep edilen mesleklerin arasında yer alacağa benziyor. Yeni mezun için dünya ortalaması 50 bin dolarken, deneyimli mühendisler ve yazılımcılar için rakamlar yıllık 200 bin dolara çıkabiliyor.

Uzay mühendisliği

Uzay çalışmalarına ağırlık veren ülkelerde daha değerli olan, ülkemizde henüz hak ettiği noktaya ulaşamamış uzay mühendisliği için yıllık maaş ortalaması ortalama 65 bin dolarla 150 bin dolar arasında değişiyor. Bu mühendislik dalının önümüzdeki 20 yıl içinde yüzde 5 oranında büyüyeceği öngörülüyor.

Kimya mühendisliği

Kimya mühendisliği de diğer mühendislik dallarına kıyasla daha eski bir mühendislik dalı olarak ortaya çıkıyor. Endüstriyel sahadan sanayiye kadar her alanda çok kritik bir role sahip olan kimya mühendisleri de dünya ortalamasında gelir olarak son derece iyi bir yere sahip. Maaş ortalaması yıllık 90 bin dolarla 150 bin dolar arasında değişiyor.

Metalurji ve malzeme mühendisliği

Yeni mezun metalurji ve malzeme mühendisleri için ortalama yıllık maaş 50 bin dolardan başlıyor. 2020’ye kadar yüzde 9 oranında büyümesi beklenen bu meslek, endüstriyel ürünlerin üretim sürecinde aldığı kritik rol nedeniyle oldukça önemli.

kariyer vaat eden trend meslekler

Gerek çalışan kuşakların ve onların iş yapış biçimlerinin değişmesi gerekse ekonomik ve sosyal hayattaki gelişmeler nedeniyle ihtiyaç ve ilgi duyulan meslekler de değişiyor. İşte parlak kariyer vaat eden trend meslekler:

Kuşaklar değiştikçe ihtiyaç duyulan meslekler de farklılaşıyor. Çok bilinen ve gelecek yıllarda da tercih edileceği düşünülen öğretmenlik, doktorluk, mühendislik gibi dalların da günümüz ihtiyaçlarına göre değişim gösterdiği biliniyor.

Sadece üniversite seçimlerinde değil okul sonrası dönemde alınacak ek eğitimlerle kariyeri farklılaştırmak ve günümüzün trendlerine uygun hale getirmek mümkün.  Bunun için farklı kariyer yollarıyla bugünün ve geleceğin ihtiyaçlarına çözümler üretecek meslekleri ve gelişime açık alanları sürekli keşfetmek gerekiyor.

Bu nedenle sizin için günümüzün  en trend ve kariyer yolları açık mesleklerine bir göz attık:

Biyomedikal Mühendisliği


Mühendislik her dönemde önemli bir dal olsa da gelecekte genel mühendislik pozisyonlarının dışında da mühendislere olan ihtiyaç devam edecek. Biyoloji ve tıp alanındaki gelişmelerin artmasına paralel olarak “Biyomedikal Mühendisi” ne olan ihtiyaç bugün olduğu gibi gelecek dönemde de devam edecek. Yurt dışında yapılan araştırmalar da bunu destekler nitelikte. Bu alandaki istihdamın 2022 yılına kadar yüzde 22 artacağı öngörülüyor.



Yazılım Mühendisliği


Bugün de popüler bir meslek olan yazılım mühendisliğine olan ilgi gelecek yıllarda da devam edecek ve yazılım mühendisleri en çok kazanan mühendislik dallarından biri olacak. 2012 verilerine göre ABD’de “yazılım mühendisliği” alanında ortalama 1 milyon iş olduğu tespit edilmiş. Bu rakama 2022’de 226 bin pozisyonun daha ekleneceği tahmin ediliyor.

Data Analistliği


Müşterisine özel çözümler üretme ihtiyacı içerisinde olan firmalar için en önemli nokta “Big Data”nın doğru analiz edilebilmesinden geçiyor. 

Bu anlamda datayı doğru yorumlayabilen ve müşterinin ihtiyaçlarını data üzerinden anlamlandırabilen Data Analistleri şimdiden pek çok şirketin odağında yer alıyor. Bilgisayar Mühendisliği, Yazılım Mühendisliği, İstatistik veya Matematik gibi bölümlerden mezun yeteneklerin yöneldiği bu alan en çok kazandıran meslekler arasında yer alıyor.

Fizyoterapist


Sağlık sektöründe yer alan pek çok meslek ilgisini korumaya devam ediyor. Gerek hastalıklar gerek iş yapış biçimi gerekse yanlış duruş biçimi nedeniyle Fizyoterapistlere olan ihtiyaç gelecek dönemde de devam edecek. ABD’de gelecek 10 yıl içerisinde fizyoterapistliğin yüzde 36’lık bir oranda büyüme göstereceği öngörülüyor.

Yönetim Danışmanlığı


İş dünyasında yaşanan yoğun rekabet nedeniyle özel veya kamu işletmelerinin artık ne yaptığı ve ne ürettiği kadar, iş stratejisi ve iş yapma yöntemleri gibi alanları nasıl yönettiği de önemli. 

Şirketlerin rekabet performansını artıran en kritik meslek grupları arasında yer alan Yönetim Danışmanlığı organizasyon, yönetim ve uygulama metodlarına ilişkin problemleri ve stratejileri belirleyerek uygun adımların atılması konusunda yönlendirme yaparak, kurumların pazardaki konumlarının güçlenmesine ve performanslarının artmasına yardımcı oluyor. Son yıllarda giderek önem kazanan bu mesleğin gelecek dönemde de daha çok şirket ve kurum tarafından tercih edileceği tahmin ediliyor.

Mobil Teknoloji Uzmanlığı


Mobil teknolojilerin geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve satışıyla ilgili uzmanlıklar son dönemin meslekleri arasında yer alıyor. Tüketicilerin tüm ihtiyacını telefonlarından giderme talebinin giderek artacağı düşünüldüğünde pek çok sektör için günümüzün ve geleceğin en trend meslekleri arasında Mobil Teknoloji Uzmanlığının yer alacağı görülüyor.



İş Güvenliği Uzmanı


İş sağlığı ve iş güvenliği alanında görev alan İş Güvenliği Uzmanlığı, geniş çalışma alanı nedeniyle son yıllarında en çok rağbet gören meslekleri arasında yer alıyor. Bugün mühendislik, fizik, kimya, biyoloji gibi bölümlerden mezun pek çok kişi iş güvenliği uzmanlığını iyi bir alternatif olarak değerlendiriyor.

Epidemiyolog


Görevleri genellikle inceleme ve araştırmaya dayalı olan bu meslek grubu, toplum içerisinde hastalık, kaza ve sağlıkla ilgili durumların dağılımını, görülme sıklıklarını inceliyor. 

Gerek özel sektörde gerekse kamuda görev alabilen epidemiyologların, toplumu tehdit eden kuş gribi, ebola gibi hastalıkların nedeninin saptanmasında ve bu hastalıkların önüne geçilmesinde oldukça etkili bir görevi bulunuyor.

26 Mart 2018 Pazartesi

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek;dövizle borçlanma açıklaması

Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, TRT Haber'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Önümüzdeki günlerde önemli bir tedbiri hayata geçireceklerine dikkati çeken Şimşek, 2008'de vatandaşların dövizle borçlanmasını yasakladıklarını hatırlattı. KOBİ düzeyindeki firmalara "İhracatınız varsa dövizle borçlanın" dediklerini dile getiren Şimşek, "Şimdi büyük şirketlere ilişkin de bir çalışmamız devam ediyor. Bu da aslında ekonomi literatüründe makroihtiyati bir tedbirdir. Biz ihtiyatlı gidiyoruz. Bu da önemli riskleri azaltacak." diye konuştu.
Türkiye'nin hem reform yaptığını hem reel ekonomide güçlü bir performansı bulunduğunu hem de tedbiri elden bırakmadığını ifade eden Şimşek, bu şekilde devam edilirse eskiden olduğu gibi bundan sonra da her türlü şoka karşı yüksek direnç gösterileceğini belirtti.
Şimşek, şirketlerin döviz borçlu olmalarının zaman zaman dışarıdaki en ufak haberi bile Türkiye piyasa fiyatlamalarına çok olumsuz yansıttığını belirterek, "Firmalarımız zamanında döviz borcu biriktirmişler, döviz geliri olmayınca panikliyorlar. Biz bu sistemi köklü bir şekilde çözüme kavuşturuyoruz. Bu düzenlemeye ciddi itirazlar da var. Çünkü herkes kendi ölçeğinde düşünüyor, 'dövizle borçlanmak daha ucuz' diyorlar, doğru değil. Türk lirası ile borçlanmak 2013'ten beri daha avantajlı. Reel sektörün işi üretmek, yatırım yapmak. Onlara söylüyorum, 'Sizin işiniz döviz piyasalarında oynamak, ona ilişkin tahminlerde bulunmak değil ki sizin geliriniz hangi para cinsindense borçlanmanız da aynı para cinsinden olsun' bu kadar basit." ifadelerini kullandı.
Bugüne kadar büyük şirketler için risklerini yönetebileceklerini düşündüklerini ancak başaramadıklarını gördüklerini dile getiren Şimşek, bunun için devreye girdiklerini söyledi.

"Şu anda 2 bin 118 büyük şirkete ilişkin veriler toplanıyor"

Şimşek, özel sektörün tabii ki borçlanacağını, yatırım yapacağını ancak bunu kendi kaynağıyla ya da sermaye piyasalarına, borsaya açılarak yapabiliyorsa ideal olduğunu dile getirdi.
Borçlanmanın şirketin geliri hangi para cinsindense o para cinsiyle ve mümkünse uzun vadeli ve sabit faizli yapılması gerektiğinin altını çizen Şimşek, "Biz bunları söyleyince, sanki Türkiye büyük bir fırtına ile karşı karşıya gibi anlatılıyor. Dünyada sorunlar var, Türkiye'nin de kırılganlıkları var. Ama biz şimdi bunları nasıl yönetebiliriz, bilmiyoruz gelip gelmeyeceğini ama potansiyel gelebilecek şoklara karşı nasıl hazırlanıyoruz önemli olan odur." değerlendirmelerinde bulundu.
Şimşek, şirketlerin dövizle borçlanmasına sınırlama tedbirine ilişkin "Yasal altyapıyı biz hazırladık. Şu anda Merkez Bankasının yetkisi var. Dolayısıyla Merkez Bankası ve Hazine ekip olarak hazırlanıyoruz. Şu anda 2 bin 118 büyük şirkete ilişkin veriler toplanıyor. Bunlar toplam döviz borcunun yüzde 84'üne tekabül ediyor. Bunlara ilişkin analiz ve değerlendirme devam ediyor. " şeklinde konuştu.

"Enflasyonun yüksek seyrettiği yerde büyüme olmaz"

Şimşek, enflasyonun kontrol altına alınması, fiyat istikrarının sağlanmasının Türkiye'nin olmazsa olmazları arasında yer aldığına dikkati çekerek, enflasyonun yüksek seyrettiği yerde büyümenin olmayacağını vurguladı.
Gerek Gıda Komitesi gerek Merkez Bankası olarak yakın döneme kadar birçok adım attıklarının altını çizen Şimşek, enflasyonun sabit gelirliyi vurduğunu dolayısıyla öncelikle tek haneye arkasından da ideal olarak kalıcı bir şekilde yüzde 5'in altına çekilmesi gerektiğini vurguladı.

"Türkiye 2010-2017 döneminde ortalama yüzde 6,7 büyüdü"

Bütün bunlara rağmen Türkiye'nin şoklara karşı büyük bir dayanaklılık gösterdiğini anlatan Şimşek, Türkiye'nin başına gelen bütün felaketlere rağmen 2010-2017 döneminde ortalama yüzde 6,7 büyüdüğünü, bunun, Çin ve Hindistan'dan sonra dünyada en iyi büyüme oranı olduğunu kaydetti.
Şimşek, sıkıntıların en çok yansıdığı alanın liradaki değer kaybı ve kur olduğunu ifade ederek, gelişmelerin kalıcı, uzun vadeli kaynak akışını olumsuz etkilediğini, bunun kura yansıdığını kaydetti. Jeopolitik gelişmelere değinen Şimşek, şöyle devam etti:
"Türkiye için en kötüsü inşallah geride kaldı, Suriye'de (Afrin) kontrolü elimize aldık. Türkiye'ye karşı, yaşamsal tehditlere karşı çok güçlü bir mücadele ortaya koyduk. Davamız meşru ve haklı, dünya bunu görüyor, görmek zorunda. Suriye'de göreceli bir istikrar Türkiye'yi gerçekten olumlu etkiler. Irak'ta şu anda göreceli bir istikrar var. Irak'tan tehdit, terör anlamında artık oldukça düşük düzeyde. Bütün bunlar, jeopolitik risklerde azalma Türkiye'ye olumlu yansıyacaktır. İkincisi lirada uzun bir süredir devam eden değer kaybı Türkiye'yi rekabetçi kılmıştır. Türkiye daha rekabetçidir. Üçüncüsü biz şimdi reform yapıyoruz. Tehditler azaldıkça, Türkiye hızla normalleşmeyi tamamlayacaktır. Türkiye'de büyüme, istihdam, dinamizm var. Bütün bunlar eninde sonunda, reel ekonomideki bu başarı, tabii ki finansal sektörde de takdir edilecektir."
Kısa vadede iniş çıkışların önemli ölçüde dışarıdaki gelişmelere ilişkin tedirginliği yansıttığına dikkati çeken Şimşek, örneğin Fed'in faiz artıracağı zaman bütün gelişmekte olan ülkelere de olumsuz yansıdığını ifade etti.

Türkiye büyümede ve istihdam oluşturmada başarılı

Arjantin'de düzenlenen G20 toplantısında küresel ekonomiyi değerlendirdiklerini anlatan Şimşek, küresel ekonominin kısa vadede iyi gittiğini, orta uzun vadede dünya ekonomisinin karşı karşıya olduğu bazı sorunlar bulunduğundan bahsettiğini söyledi.
Bu sorunların en önemlilerinden birinin dünyada aşırı borçluluk olduğuna işaret eden Şimşek, şunları kaydetti:
"Küresel ekonomi kısa vadede şu anda iyi, ekonomi iyi gidiyor, ticaret, büyüme, istihdam artıyor fakat bu ilanihaye devam etmeyebilir. 'Biz her zaman şoklara, strese karşı hazırlıklı olmalıyız' dedim. Benim maksadım Türkiye'ye özgü bir sorun geliyor, ona hazırlanın anlamında değil. Dünya ekonomisini tartıştık, küresel ekonominin karşı karşıya olduğu sorunlar var. Bunları küresel düzeyde yönetmek için G20 çabalıyor. Türkiye olarak biz bünyemizi nasıl daha sağlam tutarız, şoklara karşı nasıl daha dayanıklı oluruz, türünden bir genel çerçeve çizdim. Bu çerçevede de özellikle sermaye piyasalarının gelişmesinin önemli olduğunu, bundan sonraki dönemde borç yerine eğer mümkünse daha çok ortak alınması, halka açılınmasını, sermaye piyasalarına daha yoğun bir şekilde gidilmesini önerdim. Bunu belli kesimler cımbızlayarak, sanki Türkiye'ye büyük bir fırtına geliyor, bir sorun varmış gibi sunmaya çalıştılar. Bu klasik zaten, her zaman karşılaştığımız durumlar."
Türkiye'nin yaşadığı şokların ister istemez fiyatlara, faizlere, risk primine, kura yansıdığını belirten Şimşek, ülkenin bünyesinin sağlam olduğunu vurguladı. Şimşek, "Evet dönem dönem dışarıdan veya içeriden birtakım stresler, şoklar yaşanabiliyor. Bu şoklara en iyi cevap zamanında yapılacak reformlardır, şoklara karşı dayanıklılığı artırmaktır. Bunu önermek, bunu söylemek, Türkiye, büyük bir sorunla karşı karşıya anlamına gelmez." dedi.
Türkiye'nin ekonomide çok iyi giden tarafları kadar sıkıntılı, kırılgan olduğu tarafları da bulunduğuna dikkati çeken Şimşek, Türkiye'nin büyümede, istihdam oluşturmada çok başarılı olduğunu söyledi.

"Dijital ekonominin vergilendirilmesi ve istihdamın geleceği tartışıldı

Şimşek, reel ekonominin çok iyi gittiğini belirterek, kur şokları nedeniyle kısmen enflasyonda, kısmen de cari açıkta sorunların bulunduğunu, bunları çözmek için de yoğun bir çaba içerisinde olduklarını vurguladı.
Küresel ekonominin önündeki orta uzun vadeli "korumacılık, artan borçluluk ve yaşlanan nüfus" gibi riskler bulunduğunu anlatan Şimşek, dünya liderlerinin bir araya gelip, doğru bir şekilde, doğru politikaları iş birliğiyle uygulamaya koyması halinde sorunların atlatılacağını söyledi.
Şimşek, "Ama aksine şu anda ABD yönetiminin yaptığı gibi korumacılıkta birtakım piyasa mekanizmasını, kurala dayalı küresel ticaret sistemini tıkamaya başlarsanız, o zaman sorunlar büyür." dedi.
Dijital ekonomik faaliyetlerde yeni bir vergilendirme sistemine ihtiyaç olduğunu anlatan Şimşek, G20'de bunun ve istihdamın geleceğinin tartışıldığını söyledi.

"Reel sektör için dijital yol haritası hazırladık"

Yapay zeka ve 4. Sanayi Devrimi'ne nasıl hazırlanılacağının önemli olduğunu dile getiren Şimşek, burada eğitimin, becerilerin ön plana çıktığını ifade etti.
Şimşek, "Biz 4. Sanayi Devrimi'nden bırakın olumsuz etkilenmeyi, bunu fırsata dönüştürürüz. Türkiye olarak bunun çalışmasını yapıyoruz. Reel sektör için bir dijital yol haritası hazırladık, yakında açıklayacağız. Eğitim sistemini köklü bir şekilde gözden geçiriyoruz. bunların hepsi 4. Sanayi Devrimi'ne hazırlık anlamında. Ar-Ge'ye yoğunlaşıyoruz. G20'de biz bunu da tartıştık." diye konuştu.

Altın tahvilinde ikinci tur başlıyor

Bankacılık sektörünün sermaye yapısının güçlü, aktif kalitesinin yüksek olduğunu anlatan Şimşek, "Sırtımızı sadece bankacılık sistemine dayayarak gidemeyiz. O nedenle dikkat ederseniz son 2 yıldır sigortacılık sistemini, bireysel emeklilik sistemini nasıl geliştiririz diye çalışmalar yapıyoruz. Altın tahvil ihracına başlıyoruz, arkasında Hazine var. Devletin bankası alıyor, topluyor. Altınlar evde atıl duracağına devlet, 'getir bana emanet et, istediğin zaman sana emanetini geri veririm ama bu arada da nemalansın altın cinsinden bir getiri, bir kar elde et' diyor."

Türk Telekom, İŞKUR vasıtasıyla 2 bin 500 personel alacak

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Türk Telekom- İŞKUR İstihdam İş Birliği İmza Töreni'nde yaptığı konuşmada, Türk Telekom'un yaklaşık 35 bin çalışanıyla dünyanın sayılı telekom şirketleri arasında yer aldığını ifade etti.
Türkiye'nin teknolojiyi takip eden ülke konumundan, teknolojinin geliştirilmesine öncülük eden ülke konumuna yükseldiğine işaret eden Arslan, "4,5G’yi çok başarılı uyguluyorsak ve 2020 hedeflerinde 'dünyayla 5G’nin standartlarını oluşturacağız' diyorsak bunda diğer operatörlerimizle birlikte bu sektöre öncülük eden Türk Telekom’un büyük katkısı var." diye konuştu.
Arslan, Türk Telekom'un 81 ilde, 780 bin kilometrekarede hizmet ettiğine ve fiber altyapı uzunluğunu da 324 bin kilometreye çıkararak çok daha kaliteli bir altyapı oluşturduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Biz de hükümet olarak boş durmuyoruz. Ar-Ge’nin desteklenmesi için önemli çalışmalar yaptık, yatırımların önünü açtık. Özel sektör yatırımının bu alanda 15 yılda yaklaşık 100 milyar lirayı bulmasını sağladık. Makineler arası iletişimde telsiz ruhsatname ve kullanma ücretlerinden muafiyet getirdik. Burada ücret olunca Türkiye'den sim kartlar kullanılmıyordu. Dışarıdaki hatlar kullanılıyordu. Bu para dışarıya gittiği için sektör gelişmiyordu. Bu muafiyeti getirerek hem paranın dışarı gitmesine engel olduk hem de sektörün büyümesinin önünü açtık."

"e-Devlet Kapısı'nda kullanıcı sayısı 36,8 milyonu aştı"

Arslan, 5G'de milli ve yerli altyapı için çalışmaları başlattıklarına dikkati çekti. 4,5G hizmetlerinin ulaşmadığı bin 472 yerleşim yerinde altyapı çalışmalarının sürdüğünü belirten Arslan, kurulumların gelecek yıl tamamlanacağı müjdesini verdi.
Teknoloji ve insan kaynaklarına yapılan bilinçli yatırımlarla sektörün desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Arslan, "e-Devlet Kapısı'nda kullanıcı sayısı 36,8 milyonu aştı. 428 kurumun 3 bin 50 hizmetini e-Devlet Kapısı üzerinden verilebiliyoruz. e-Devlet’ten kaynaklı yıllık tasarrufumuzun miktarı 1,9 milyar dolar." değerlendirmesinde bulundu.
Siber güvenliğin "milli güvenlik" anlamına geldiğini ifade eden Arslan, "Siber Güvenlik Yasa Tasarısı ile ilgili hazırlığımız bitmek üzere. Bakanlar Kurulu'na sunup, sonrasında Meclise sevk edeceğiz." diye konuştu.

"Ülkemizin istihdam politikasını destekliyoruz"

Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Paul Doany ise Türk Telekom olarak yaklaşık 42 milyon aboneye hizmet vermenin gurur ve sorumluluğunu taşıdıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Türkiye’nin en büyük şirketlerine hizmet sunuyor, ülkemizin kalkınması için en yenilikçi bilgi ve iletişim teknolojilerini vatandaşlarımızla ve kurumlarla buluşturuyoruz. Bu bilinç ve sorumlulukla, 2017’de müşteri deneyimini mükemmelliğe taşıma yolculuğu olarak tanımladığımız EMPATİ programını başlattık. Amacımız, her bölge, saha ve iş biriminin müşterilerimize çok daha kaliteli hizmet sunabilmesini sağlamak ve Türk Telekom’un ürün ve servislerinden ülkemizde çok daha fazla insanımızın faydalanmasına imkan tanımak. Sahada müşterimizle temas eden teknik personel çok önemli. Bunun için İŞKUR ile imzaladığımız protokolle Türk Telekom bünyesine 2 bin 500 nitelikli tekniker alacağız. Sektörde en büyük istihdamı sağlayan ve sendikalaşmayı benimsemiş tek şirket olan Türk Telekom olarak ülkemizin istihdam politikasını destekliyoruz."