![]() |
Tamer Ashraf |
ABD Başkanı Donald Trump çelik ve alüminyum ithalatına ek
gümrük vergisi getireceğini açıklamasının ardından "Ticaret savaşları
iyidir" yorumunu yaptı.
Trump Twitter mesajında ABD'nin ticaretten milyarlarca dolar
kaybettiğini söyledi ve "Ticaret savaşları iyidir ve kazanması kolaydır"
dedi.
Trump dünkü açıklamasında, gelecek hafta imzalayacağı karar
ile çelik ürünlerinin ithalatına yüzde 25, alüminyuma da yüzde 10 vergi
getireceğini söylemişti.
Kanada ve AB karara tepki göstererek buna karşı önlemler
getireceklerini açıkladı.
ABD'nin bu sektörde ticaret yaptığı Meksika, Çin ve Brezilya
da bu karara karşılık vereceklerini duyurdu.
Trump mesajında "Bir ülke (ABD) başka ülkelerle ticaret
yaparken milyarca dolar kaybediyorsa ticaret savaşları iyidir ve kazanması
kolaydır.
Örneğin bir ülke yüzünden 100 milyar dolar kaybettiysek ve onlar da şirinlik yapıyorsa, artık ticaret yapmayız ve çok kazanırız. Bu çok kolay" dedi.
Örneğin bir ülke yüzünden 100 milyar dolar kaybettiysek ve onlar da şirinlik yapıyorsa, artık ticaret yapmayız ve çok kazanırız. Bu çok kolay" dedi.
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker
vergilerin Avrupa'da binlerce kişinin işini tehlikeye atabileceğini
belirtmişti.
Juncker "Endüstrimiz haksız önlemlerle zarar görürken
boş boş oturamayız. Avrupa Birliği çıkarlarını korumak üzere sert ve gerektiği
gibi bir cevap verecektir" dedi.
Almanya çelik endüstrisi federasyonu WV Stahl da ABD'nin bu
adımla Dünya Ticaret Örgütü kurallarını çiğnediğini ve kararın Alman çelik
endüstrisine çok büyük etkisi olacağını söyledi.
Ticaret savaşlarının piyasalara olası etkileri
Ülkeler arası ticaret savaşları aslında kur savaşlarından
sonra yaşanan bir süreçtir.
Özel tüketimin zayıf olduğu bir ortamda, ihracatı artırmak için merkez bankaları para birimlerini değersizleştirmeye çalışır. Tabii her ülkenin parasını zayıflatıp net ihracatçı durumuna geçmesi matematiksel açıdan olanaksızdır.
Trump yönetiminin korumacı politikalarına diğer ülkeler karşılık verebilir. Bu tarz saldırgan politikalar genelde resesyona yol açar. Sonrasında farklı yapıda bir küresel çatışma yaşanır. Kısacası bu işlerin sonu kimse için hayırlı olmaz.
Özel tüketimin zayıf olduğu bir ortamda, ihracatı artırmak için merkez bankaları para birimlerini değersizleştirmeye çalışır. Tabii her ülkenin parasını zayıflatıp net ihracatçı durumuna geçmesi matematiksel açıdan olanaksızdır.
Trump yönetiminin korumacı politikalarına diğer ülkeler karşılık verebilir. Bu tarz saldırgan politikalar genelde resesyona yol açar. Sonrasında farklı yapıda bir küresel çatışma yaşanır. Kısacası bu işlerin sonu kimse için hayırlı olmaz.
ABD’nin korumacılığının ve olası global ticaret savaşlarının
euro/dolar paritesi üzerinde etkileri olur.
Dolar endeksinin yaklaşık yüzde 60’ını euro/dolar oluşturuyor. Bu paritedeki gidişat normal şartlarda Türk Lirasının (TL) değerine yansır.
İçeride siyasi bir gerginlik yoksa euro yükselirken TL dengelenir. Ülkenin içi hareketliyse, euro/dolar'daki yön ne olursa olsun TL üzerinde baskı oluşur.
2017’nin Eylül-Kasım döneminde euro/dolar yatay bir seyir izlediği halde euro/TL yüzde 15, dolar/TL yüzde 17 yükseldi. euro/TL ve dolar/TL’nin oluşturduğu sepet kurun sertçe yükseldiği dönemlerde enflasyonun da arttığı görülüyor.
Ticaret savaşlarının ilk tahlilde doları zayıflatacağı, tahvilleri destekleyeceği, hisse senetlerini zorlayacağı söylenebilir. Dinamik bir yapıya sahip olan finans piyasalarında mutlak doğrular yoktur. Bizim için önemli olan hangi küresel senaryoda TL cinsi varlıkların olumlu etkileneceğidir. Görünen o ki 2017’de olduğu gibi bu yıl da döviz açığını ağırlıklı olarak portföy yatırımlarıyla finanse edeceğiz.
Dolar endeksinin yaklaşık yüzde 60’ını euro/dolar oluşturuyor. Bu paritedeki gidişat normal şartlarda Türk Lirasının (TL) değerine yansır.
İçeride siyasi bir gerginlik yoksa euro yükselirken TL dengelenir. Ülkenin içi hareketliyse, euro/dolar'daki yön ne olursa olsun TL üzerinde baskı oluşur.
2017’nin Eylül-Kasım döneminde euro/dolar yatay bir seyir izlediği halde euro/TL yüzde 15, dolar/TL yüzde 17 yükseldi. euro/TL ve dolar/TL’nin oluşturduğu sepet kurun sertçe yükseldiği dönemlerde enflasyonun da arttığı görülüyor.
Ticaret savaşlarının ilk tahlilde doları zayıflatacağı, tahvilleri destekleyeceği, hisse senetlerini zorlayacağı söylenebilir. Dinamik bir yapıya sahip olan finans piyasalarında mutlak doğrular yoktur. Bizim için önemli olan hangi küresel senaryoda TL cinsi varlıkların olumlu etkileneceğidir. Görünen o ki 2017’de olduğu gibi bu yıl da döviz açığını ağırlıklı olarak portföy yatırımlarıyla finanse edeceğiz.
Spekülatörlerin euroda hala aşırı alım pozisyonunda
olduklarını belirteyim.
Almanya’daki koalisyon görüşmelerinin ve İtalya’daki seçimin damga vurduğu son bir ayda spekülatör grubu net alım pozisyonunu sadece 1.7 milyar euro düşürdü. Halihazırdaki euro net alım pozisyonlarının toplamı 17 milyar euro civarındadır.
Fed Başkanı Powell’ın geçen haftaki konuşmasından sonra güçlenen doların dengesi Trump’ın hamlesinden sonra bozuldu.
Dow Jones endeksi üç günde yüzde 6 düştü. Endeks bu hafta toparlanmaya çalışıyor. Dow Jones’un gerilediği bu zaman diliminde euro yaklaşık yüzde 2 yükseldi. Euro son dönemde güvenli liman olarak görülüyor.
Kritik nokta hisse senedi yatırımcılarının risk alma iştahlarının yüksek kalıp kalmayacağıdır.
Hisse senedi yatırımcıları gelişmelerden gerçekten tedirgin olmuş olsa, Dow Jones ve diğer endekslerdeki düşüşlerin daha sert olması gerekirdi. Hisse senedi piyasalarındaki kararsızlığın bir süre daha süreceği söylenebilir.
Yatırımcıların hem hisse senetlerinde hem de euroda aşırı alım pozisyonunda olmalarına dikkat edilmelidir.
Kısa vadedeki euro ataklarının sınırlı olacağını düşünüyorum. Eğer hisse senetlerinde ciddi bir satış dalgası yaşanırsa, euronun güvenli liman özelliğini görebiliriz.
Almanya’daki koalisyon görüşmelerinin ve İtalya’daki seçimin damga vurduğu son bir ayda spekülatör grubu net alım pozisyonunu sadece 1.7 milyar euro düşürdü. Halihazırdaki euro net alım pozisyonlarının toplamı 17 milyar euro civarındadır.
Fed Başkanı Powell’ın geçen haftaki konuşmasından sonra güçlenen doların dengesi Trump’ın hamlesinden sonra bozuldu.
Dow Jones endeksi üç günde yüzde 6 düştü. Endeks bu hafta toparlanmaya çalışıyor. Dow Jones’un gerilediği bu zaman diliminde euro yaklaşık yüzde 2 yükseldi. Euro son dönemde güvenli liman olarak görülüyor.
Kritik nokta hisse senedi yatırımcılarının risk alma iştahlarının yüksek kalıp kalmayacağıdır.
Hisse senedi yatırımcıları gelişmelerden gerçekten tedirgin olmuş olsa, Dow Jones ve diğer endekslerdeki düşüşlerin daha sert olması gerekirdi. Hisse senedi piyasalarındaki kararsızlığın bir süre daha süreceği söylenebilir.
Yatırımcıların hem hisse senetlerinde hem de euroda aşırı alım pozisyonunda olmalarına dikkat edilmelidir.
Kısa vadedeki euro ataklarının sınırlı olacağını düşünüyorum. Eğer hisse senetlerinde ciddi bir satış dalgası yaşanırsa, euronun güvenli liman özelliğini görebiliriz.