27 Temmuz 2017 Perşembe

Üniversite Bitirip İşsiz Kalma Nedeni

Kategori: İş Dünyası, Kariyer İncelikleri



Çalıştığım eğitim kurumunda, sürekli üniversite öğrencilerinden benzer serzenişler duyuyorum.

“Üniversiteyi bitirdim. İş ilanlarına başvuruyorum. Kimse beni iş görüşmesine çağırmıyor. Çağıranlar da biz sizi ararız deyip aramıyor. Yani iş görüşmelerim hep olumsuz sonuçlanıyor. Bir yerlerde tanıdığımız olmadığı için sanırım. Oysa ki ben x alan mezunuyum. İşsiz kalma nedenim ne?”

Yukarıdaki paragraftan birkaç cümle çıkarın veya ekleyin. Sonuç olarak birçok üniversite mezunu şuan işsiz. Ayrıca isyanlarda. “Neden kimse beni işe almıyor?” sorusu hayata karşı bir küskünlük ve karamsarlığa sebep oluyor. Haklılar da. O kadar uzun yıllar emek edip; okuyarak diploma sahibi olan bir gencin İşsiz Kalma Nedeni ne?
Bu makalede, yine tüm SAMİMİYETİMLE, bildiğim birkaç sebepten bahsetmek istiyorum. Umarım birçok üniversite öğrencisi bu yazımı mezun olmadan önce okur. Lakin mezun olduktan sonra okuyor olmak da geç kalındığı anlamına gelmez. E hadi buyrun.

İş Deneyiminiz Var mı?

Muhtemelen baktığınız ilanların çoğunda en az 2 yıl iş deneyimi maddesi vardır. Mülakatlarda soruluyor olmalı: Daha önce hiç çalıştınız mı? Ne işler yaptınız?
Bu sorular karşısında cevaplarımız negatifse kimse bize şans vermek istemeyebilir. Bir çok kez duymuş veya bu cümleyi kullanmış olmalısınız:
“İyi ama… Kimse bana şans vermezse ben ilk iş deneyimimi nerede, nasıl edineceğim?”
Yine haklısınız. Fakat içinde bulunduğumuz eğitim müfredatı, işverenler için zorlu seçimleri mecbur kılıyor. İşverenler ince eleyip sık dokumak zorunda kalıyor. Gaddar oldukları için mi? Hayır hayır yanılıyorsunuz.
Bizler genellikle yapmak istediğimiz iş için değil, toplumca değerli görülen bölümlerin mezunu olmak için okuyoruz. Ya da puanımızın yettiği ve en çok itibarı olan bölüm hangisiyse onu seçiyoruz. Birinci hatamızı bize tamamen eğitim müfredatı ve toplum yargıları yaptırıyor. Oysa ki bazı ülkelerde olduğu gibi gençler, spesifik uzmanlıkları tespit edilerek yönlendirilse, eğitim müfredatı her bireyin şahsi yetenekleri üzerine gelişebilmesine imkan sağlasa bu gibi problemleri yaşamazdık. Velhasıl amacım isyan etmek/ettirmek değil. Madem şuan için eldeki düzen bu; peki biz bu düzende nasıl kendimize yer ediniriz-i açıklamaya çalışıyorum.
Örneğin ben Biyomedikal Cihaz Teknolojileri mezunuyum ama hiç o işi yapmadım. Üstelik, elektronik konusunda hem liseden hem de üniversiteden başarılı mezun olmama rağmen. Direnç hesaplamayı, devre analizini, akım ölçmeyi, diyotu, zenerdiyotu, kondansatörü vs çok iyi biliyorum. Özetle elektronik devre elemanlarını ve çalışma prensiplerini iyi biliyorum. Fakat düşünüyorum da: Medikal firmalarından biri beni işe alsa oturup bir cihazı tamir edemem. Kalibrasyon ayarı yapamam. Endoskopi, MR, Tomografi vb cihazlarının kurulumunu yapamam. Örneği kendi üzerimden veriyorum fakat bu birçoğumuz için geçerli bir durum değil mi? Bilirsiniz işte teoride öğrenilen ile uygulamadaki bir olmuyor. Aradaki ilişkiyi kurmak da çok zor oluyor.
İş verenler, en iyi diplomaya değil; işi en iyi yapacak kişiye ihtiyaç duyar. Diploma işin ilk şartı olsa da işe girmek için yeterli değildir malesef. Çünkü iş=ticarethane işçileriyle kazanç sağlar. “Ustayı usta yapan el aletleridir” sözünü kurumlar için de düşünebiliriz. Kurumu kaliteli kılan çalışan personelleridir. Ne kadar güçlü kadro; okadar başarılı işler demektir. Başarılı iş=daha çok kazanç anlamına da gelir.
Hal böyleyken, işverenlerin tedirgin olmasını da normal karşılamak gerekir. Sizi işe aldıktan sonra 15 dk’lık oryantasyon eğitimiyle hiçbirşey katamayacakları kesindir. 1 haftada yetişmeniz mümkün mü? Gelin gerçekçi olalım. Bir firmanın sizi iş görebilir hale getirebilmesi için en az 6 ay verimsiz personel olarak değerlendirmesi gerekir ki üniversiteden almış olduğunuz temelle işe adapte olun ve artık o firmaya gerçekten yarar sağlamaya başlayın. Düşünsenize 6 ay size iş öğretecek; üstüne bir de üniversite mezunu maaşı verecek. Üstelik ülkemizdeki özel sektrölerin turnover oranları (Personel sirkülasyonu) bu kadar yüksekken. Ayrıca bunu yaparken sizin iş disiplinine sahip olup olmadığınızı tahmin bile edemeyecek. Çünkü daha öncesinde hiçbiryerde çalışmamışsınız.

Yani işverenler deneyimsiz bir personeli işe aldığında, beraberinde şu riskleri de almış olurlar:

Uzun süre iş öğret, işi öğrenene kadar verimsiz olsun.
-Bu kişi iş hayatında sadakatli olabilir mi? Sabırlı mı? Daha önceki iş yerinde ne kadar süre çalışmış bilemiyoruz. Ansızın bırakıp giderek yeniden başlamamıza sebep olur mu?
-İş disiplinine sahip mi? Önceden çalışmış ve referansları olsaydı sorardık en azından. Bilemiyoruz
İşi öğrendikten sonra hayalini kurduğu bir firmaya geçmek ister mi? Ya emeğimiz boşa giderse?
Yukarıdaki maddelerden özellikle kırmızı renk olanları işverenleri her zaman terleten düşüncelerdir. Bugün istediğiniz firmada çalışamıyor olmanızın en büyük sebebi iş tecrübeniz olmaması ise eğer; size bir şans verecek firmada iş deneyimi edindikten sonra diğer yerleri zorlamayacağınız ne mâlum? Ki genellikle öyle olur.
İş dünyasında ilk çalıştığımız yerleri basamak olarak kullanır, ilerleyen süreçte daha iyi teklifleri anında değerlendirmek isteriz. Ya da daha iyi yerleri aramaya başlarız.
Eğer işverenlerin endişelerini anlayabiliyorsak, kendimizi daha iyi nasıl satarız kısmına geçelim.

Mezun Olana Kadar İş Deneyimi Edinmek Önemli:

Yok ben mezun oldum. O treni kaçırdım diyenler de makaleye devam etsin lütfen.
Okuduğunuz süre zarfında eğlenmeyin demiyorum ama iş dünyasını da ufaktan zorlamaya başlayın. Staj yapacak yerler arayın. Gerekirse ücretsiz staj yapın. Yeter ki mezun olduğunuzda alanınızla ilgili bir iş deneyiminiz olsun. CV – Özgeçmişinizde bir firma, bir referans ve bir çalışma süresi yazsın. Bu durum ilerde birçok iş görüşmesine özgüvenle girmenizi sağlayacaktır. İşe alınma riskiniz iki katı değil, üç katı artacaktır.

Naylon Staj Yapmayın!

Sırf mezun olmak için staj yapmak zorundaysanız bunu mezuniyet mecburiyeti olarak değil; ilerde iş bulma mecburiyeti olarak görmelisiniz. İş görüşmelerinde sizi mülakata alan işe alım uzmanları o kadar güzel sorular soruyor ki: eğer tecrübesizseniz kabak gibi sırıtıyorsunuz. Bundan şüpheniz olmasın. Yani CV’nizi naylon deneyimlerle doldurmanız çok anlam ifade etmeyecektir. Tecrübeleriniz gerçek iş tecrübesi olsun. Ayrıca bütün firmalar işe aldığı personeli 2 aylık deneme sürecine tabi tutar. Mülakatta kendinizi sattığınız gibi değilseniz; teşekkür edip muhasebeden hesabınızı keserler.

Stajımı da Yaptım. Mezunum ve Yine İş Bulamıyorum:

“Stajımı yaptım. İş deneyimim var. Mezunum. Herşey olması gerektiği gibi fakat iş bulamıyorum” diyorsanız eğer ne kadar süre staj yaptığınızı, nerede staj yaptığınızı ve ne şekil yaptığınızı bir kez daha gözden geçirin. Sizce bu staj size çok şey kattı mı? Muhtemelen katmamış olmalı ki mülakatlarda kendinizi satamıyorsunuz. Veya CV’nizde yeteri kadar sükseli durmuyor.
Öyleyse düşük maaşlarla çalışmaya veya tekrardan stajyer ilanlarına başvurmaya ne dersiniz?
“Asla olmaz öyle şey. Enayi miyim ben? Çalışacaksam para mı isterim!” demeyi bırakın. Hepimizin paraya ihtiyacı olduğu kesin. Fakat eğitim müfredatımızın bizi yeterince donanımlı mezun etmediği de kesin; iş verenlerin bizim babamız olmadığı da… Ne yazık ki.
Bunları söylerken ununu elemiş, eleğini asmış biri olarak atıp tuttuğumu düşünmeyin. Çünkü kariyerimde asgari ücretle mağaza müdürlüğü deneyimim var. Bildiğiniz asgari ücret ile 2 katlı koca bir mağazadan sorumlu tutuluyor ve sürekli rapor (bir nevi hesap) vermek zorunda kalıyordum. Çevremden aldığım tepkiler de cabası:
“O kadar okul okudun aldığın paraya bak. Seni kullanıyorlar. Niye kullandırtıyorsun kendini? Pes doğrusu vs”
Fakat ben kulaklarımı tıkayıp işimi özveri ile yapmaya devam ettim. Çünkü mezun olduğum bölümle ilgili hiç iş deneyimim yoktu. Çünkü geleceğimi o işten kazanasım da yoktu. Staj yapmamıştım. Ee hayat bir bedel oyunudur. Muhakkak ödenmesi gerekir. Ben de o bedeli mezun olduktan sonra istediğim alanda sıfırdan başlayarak ödüyordum. Şimdi güzel bir CV sahibi olduğumu düşünüyorum. Bundan sonrası benim için çok daha kolay. Bu yüzden aynılarını sizlere de tavsiye ediyorum.

İlk İşimi Nasıl Bulabilirim?

Kariyer.net, secret.cv, yenibiris.com vb iş ilan sitelerinde mesleğinize ilişkin iş ilanlarında deneyim aramayan firmaları filtreleyerek; arama terimlerinde stajyer, junior gibi terimleri veya filtreleri kullanarak iş ilanlarına bakıyor olmalısınız. Buraya kadar hepsi doğru. Ek olarak her başvurunuza “ön yazı” ekleyebilirsiniz. Ön yazıda meramınızı anlatmanız size eksi puan yazmaz. Çekinmeyin. “Kendimi yetiştirebilmek için firmanıza güveniyorum. Kariyerime firmanızda başlamak ve sürdürmek isterim. Uzun yıllar çalışmak ve xfirmanız aile bireyi olmak dileğiyle. İyi Çalışmalar” gibi birkaç cümle yazılabilir.

İş İlan Sitelerinden Geri Dönüş Alamazsanız

Mezun olduğunuz bölümle ilgili alanda faaliyet gösteren firmaların listesini çıkarın. Sonra google vasıtasıyla tek tek bu firmaların web sitelerine erişin. Birçok firmanın web sitesinde “Bize Ulaşın, İletişim, İnsan Kaynakları” gibi linkler vardır; tıklayın. İletişim formunda dosya ekleme özelliği varsa özgeçmişinizi ekleyip açıklama kısmına az önce bahsettiğim gibi meramınızı yazın ve gönderin. İletişim formunda dosya ekleme kısmı yoksa eğer site içersinde mail adresi arayın. Mail adresi bulursanız istediğiniz gibi dosya ekleyebilirsiniz zaten.. IK, insan kaynaklarının kısaltmasıdır. Deneyin. 10 firmadan en az 6’sında bu tip mail adresi kullanılıyordur. İş görüşmesine çağrılırsanız orada bu taktiğinizi söyleyerek takdir bile alabilirsiniz. “Firmanızda çalışmak üzere size ulaşabilmek için bu yöntemi kullandım”
Tüm bunların dışında:
iş bulmanızı engelleyen başka sebepler de olabilir:
  • Yanlış hazırlanmış bir CV
  • Hatalı kıyafetlerle, saç sakal dikkatsiz iş görüşmesine gitmek
  • İş görüşmesinde kendini iyi satamamak
  • Endişelerden kaynaklı yalanlar söylemek vs…
Bu konularda incelemenizi isteyeceğim birkaç adet makalem var:
Bu kategoride son sayfadan (en son sayfadaki başlıklardan) başlayarak yazdıklarımı inceleyebilirsiniz.
ÖZETLE:
  • Yıllardır okumuş olmanın karşılığını anında yüksek maaş beklentisine dönüştürmeyin.
  • Staj veya ilk iş deneyimlerinizde maddiyatı en son plana atıp tecrübeleri sömürün.
  • Naylon stajlarla veya ileride yapmayı düşünmediğiniz işlerle zamanınızı öldürmeyin.
  • Hayatın bir bedel oyunu olduğunu ve bu bedelin klimalı sınıflarda eğitim almak kadar kolay olmadığını unutmayın. (Sektörde sürünmek gerekiyorsa bir süre sürünün. Elbet koşacaksınız)
Tüm bunları söylerken çok zor şartlarda okuyan, kendi eğitim ücretini kazanmak zorunda olan ve belki de ağır bedeller ödemiş binlerce, milyonlarca öğrencinin var olduğunu da biliyorum. İmkanı olanlar tavsiyelerimi dikkate almalı ve imkanlar zorlanmalı. Fikirlerim “Naçizanedir”
BURADA YORUMUN DEĞERLİ
Binlerce Agency Balance Takipçisi Yorumunu Merak Ediyor