Sera Kurmak İçin Seracılık Destek ve Kredileri
KIŞ bu yıl ağır geçiyor. Antalya başta olmak üzere birçok
bölgede su baskınları, hortum gibi doğal afetler yaşanıyor. Tarım arazileri bu
iklim şartlarından ağır hasar aldı. En çok da seralar zarar gördü. Kış
döneminde önemli bir üretim üssü olan seralarda hasat düşünce sebze fiyatları
fırladı. Bir de fırsatçılar devreye girince biber tezgahta 20, domates 10 TL’yi
buldu. Bu aşırı fiyat oynaklığına ekonomi yönetimi anında müdahale etti.
Büyükşchirlerde belediyeler vasıtasıyla tanzim satış noktaları oluşturuldu. Bu
tedbir anında etkisini gösterdi ve marketlerde, pazarlarda fiyatlar gerilemeye
başladı.
Fiyatları aşağı çekebilmek için daha kalıcı tedbirler de
gündemde. Bu çerçevede alınan tedbirlerden biri de örtü altı üretimi (sera)
artırmaya dönük. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak önceki haftalarda hem
Ankara’da hem de İstanbul’da yaptığı toplantılarda bu konuda net mesajlar
verdi. Albayrak, “Seracılık konusunda paket açıklayacağız. Dönüşümü çok hızlı
şekilde göreceğiz. Seraların yenilenmesiyle ilgili krediler konusunda Ziraat
Bankası detaylı açıklamalar yapacak. jeotermal açısından organize bölgeler
oluşturacağız. Altyapıyı tamamlayacağız. Jeotermal kaynaklarımızı bu noktada
daha etkin kullanmış olacağız. Gerek yatırım kredilerinde, gerek kredi
limitlerinde, gerek işletme kredilerinde daha üst noktaya gideceğiz” dedi.
Bakan
Albayrak’ın bu açıklamalarından sonra Ziraat Bankası
seracılıkla ilgili kredi paketini açıkladı. Tüm bu gelişmeler haliyle gözleri
örtü altı üretime çevirdi. Türkiye’nin örtü altı üretimi ne durumda, bu alana
yatırım yapmak cazip mi gibi sorular eşliğinde seracılığı mercek altına aldık…
Seracılıkta
Türkiye’nin Durumu
Türkiye’de geçen yıl 31 milyon ton sebze üretildi. Bu
üretimin 23.4 milyon tonu açıkta, 7.4 milyon tonu örtü altında gerçekleşti.
Türkiye’de toplam örtü altı üretim varlığı 737 bin dekara ulaşmış durumda. Örtü
altı varlığı bakımından dünyada ilk dört ülke arasında, Avrupa’da ise İspanya
ile ilk sırada yer alıyoruz. Ortü altı üretim Tarım ve Orman Bakanlığı
tarafından da teşvik ediliyor. Bakanlık ve ilgili diğer kurumlarca sağlanan destek,
hibe ve krediler ile modern şartlarda üretim yapan örtü altı işletmelerinin
sayısı hızla artıyor, örtü altında yapılan üretimin rakamsal değeri ise 10
milyar TL’yi aşmış durumda.
Örtü altında üretimde yüzde 51 pay ile Antalya açık ara
önde. Antalya’daki seralarda 3.2 milyon ton üretim gerçekleştiriliyor.
Antalya’yı 1 milyon ton ve yüzde 18’lik pay ile Mersin, 670 bin ton üretim ve
yüzde 11’lik pay ile Adana, 527 bin ton üretim ve yüzde 9 pay ile Muğla
izliyor. Bu dört ilin toplam üretimi 5.4 milyon tonu buluyor. Örtü altı
üretimin yüzde 80’i bu dört ilde gerçekleşiyor.
Seralarımızın yüzde 95’inde sebze grubu ürünler yetişiyor.
Yüzde 4’ünde meyve, yüzde 1 ’inde de süs bitkileri üretimi yapılıyor. Domates
yüzde 49 üretim payı ile birinci sırada, bunu yüzde 14 ile hıyar ve yüzde 10
ile karpuz izliyor. Seralarda, biber (sivri), patlıcan, kabak (sakız), kavun,
biber, marul (kıvırcık), fasulye, muz, çilek, üzüm, kayısı ve erik üretimi de
yapılıyor.
Seracılık Destekleri
ve Sera Kredileri
Ziraat Bankası seracılık için kredi paketi hazırlıyor. Ancak
devletin de Tarım ve Orman Bakanlığı aracılığıyla ciddi teşvikler verdiğini
belirtelim. Yatırım aşamasında verilen destekler şöyle:
Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve işletme
Kredisi Kullandırılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında, kontrollü
örtü altı üretme koşullarına sahip en az bir dekar büyüklüğündeki seralarda
Örtü Altı Üretimin Kayıt Altına Alınması Hakkında Yönetmelik’e uygun olarak
yetiştiricilik yapan üreticilere Ziraat Bankası veya tarım kredi kooperatiflerince
yüzde 25-50 arasında indirim yapılmak suretiyle kredi kullandırılabiliyor.
Kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi projesi çerçevesinde, alternatif
enerji kaynakları (jeotermal, güneş enerjisi) kullanılarak yapılan sera
projelerine belirli bir üst limite kadar yüzde 50 hibe desteği sağlanıyor.
Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan 324 ve 335 sıra
sayılı Milli Emlak Tebliğleri uyarınca teknolojik ve jeotermal sera yatırımı
yapacak müteşebbislere belirli kriterler çerçevesinde Hazine’ye ait
taşınmazların kullanma izni veya irtifak hakkı tesis edilebiliyor.
Destekler bunlarla sınırlı değil, üretim aşamasında da devam
ediyor. Örtü Altı Kayıt Sistemine Kayıt yaptıran üreticiler TARSÎM, bombus
arısı, biyolojik ve biyo-teknolojik mücadele desteklemelerinden, ayrıca
sübvansiyonlu kredilerden faydalanabiliyor. Mazot desteği 4 TL/da, gübre
desteği 5 TL/da, toprak analizi desteği 2, TL/da, örtüaltı iyi tarım desteği
100 TL/da, tarımsal yayım ve danışmanlık desteği 600 TL şeklinde uygulanıyor.
Ayrıca TARSİM Sera poliçesinin yüzde 50’si de destek kapsamında. Örtü altı bombus
arısı desteği de dekara en fazla iki adet olmak üzere 60 TL/ koloni şeklinde
uygulanıyor. Örtü altı bitkisel üretimde biyolojik ve biyoteknolojik mücadele
desteği ise paket toplamı 430 TL/ dekar olacak şekilde destekleniyor.
Kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi projesi (KKYDP)
çerçevesinde, alternatif enerji kaynakları kullanılarak, üç dekardan küçük
olmamak üzere yapılan sera projelerine (KDV hariç) 2 milyon TL üst limite kadar
yüzde 50 hibe desteği sağlanabiliyor.
Seracı Kazancından
Memnun
Türkiye’de sera kurulumlarının tarihi oldukça eskilere
dayanıyor. 1950’li yıllarda ticari anlamda ilk seralar Antalya’da kurulmaya
başlamış, sonrasında ise Ege ve Marmara’ya yayılmış. Ege’de İzmir ve çevresi,
Marmara’da ise Yalova öne çıkmış. Son dönemde jeotermal bölgeleri .olarak öne
çıkan Denizli Sarayköy, Bergama, Afyon Sandıklı, Şanlıurfa, Ağrı, Uşak, Manisa
gibi il ve ilçelerde de modern seralar kuruluyor.
Sera ürünlerine tüketicilerin ilgisi de yüksek. Market
zincirleri, manavlar ve ihracat piyasalarından güçlü talep var. Bu da örtü altı
üretiminde halen fırsatların olduğunu gösteriyor. Sera üreticileri son
kazançlarından hayli memnun. Seracılığın başkenti Kumluca’da sera için boş alan
bulmak zor. Portakal, limon, mandalina bahçelerinin sökülüp seraya
dönüştürüldüğünü belirtelim, ilçedeki seralarda ağırlıklı domates üre-tilse de
hıyar, patlıcan, kavun, karpuz dahil birçok meyve ve sebze de yetiştiriliyor.
Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökçe, örtü altı
üretimde 53 bin dekarlık üretimle Kumluca’mn liderlik ettiğini belirterek,
ilçede seracılık için boş alanın kalmadığını belirtiyor, ilçedeki narenciye
bahçelerinin de sökülerek seraya dönüştürüldüğünü belirten Kökçe, “örtü altı
üretimde sadece Türkiye’yi değil dünyayı besleyecek bir potansiyel var.
Seracılığa destek verilecek olması güzel bir gelişme. Kredilerde sorunlar
yaşıyorduk. Çözülmesi sera çiftçisini rahatlatacaktır” diyor. Son zamanlarda
yükselen fiyatlarla ilgili de değerlendirmelerde bu lunan Kökçe, bu fiyatların
geri geleceğini söylüyor.
Kökçe, üreticinin gübre, mazot, ilaç ve benzeri girdi
maliyetlerindeki aşırı yükselişin de göz ardı edilmemesi gerektiğini
vurguluyor.
Seracılık Yatırımları
Son yıllarda seracılıkta büyük yatırımlar topraksız seralara
yapılıyor. Bu konuda her biri fabrika büyüklüğünde yatırımlar yapıldığı
gözleniyor.
Bu yatırımların adresi ise daha çok enerji avantajı
nedeniyle jeotermal bölgeler. Son yıllarda jeotermal kaynakların tarımsal
faaliyetlerde, özellikle örtü altı tarımında kullanımı hızla artırıyor. Türkiye,
jeotermal ısı potansiyeli bakımından dünyanın yedinci, Avrupa’nın ise ikinci
ülkesi konumunda.
Türkiye’de 5 bin dekar alanda jeotermal seracılık yapılıyor.
Jeotermal sera yatırımlarında Ağrı, Aydın, Afyon, Denizli, Diyarbakır, Manisa,
İzmir, Kütahya, Kırşehir, Konya, Şanlıurfa, Yalova ve Yozgat öne çıkıyor.
Özellikle İzmir, Afyon, Şanlıurfa, Denizli, Aydın bu konuda en iddialı iller.
Jeotermal seraların tamamı neredeyse topraksız tarım
yöntemiyle yapılıyor. Bu nedenle de yatırım maliyetleri normal seraya göre
oldukça yüksek. Ancak potansiyel de yüksek. Kısa vadede jeotermal sera
alanlarının 15 bin dekara çıkarılması mümkün. Sera-Bir Yönetim Kurulu Başkanı
Müslüm Yanmaz, Türkiye’nin çok zengin jeotermal kaynaklara sahip olduğunu bunun
fırsata çevrilmesi gerektiğini belirtiyor. Yanmaz şu bilgileri veriyor:
“Benim de Şanlıurfa’da 100 dekarlık seram var. Kuveytli bir
yatırım grubu Şanlıurfa’da yatırım yapmak için hazırlık yapıyor. 1000 dekarlık
bir proje. 100 milyon dolarlık bir sera projesinin yatırımı için görüşmeler
yapıyoruz. Yatırımda yerel ortak ben olacağım. Sadece Kuveyt’ten değil Katar,
Ingiltere ve Hollanda’dan da yatırımcılar Türkiye’de yatırım yapmak için
hazırlık yapıyor. Jeotermal seracılık Türkiye’nin geleceği. Bu alanın
desteklenecek olması gerçekten çok önemli.”
Yatırımını Dört Yılda
Amorti Ediyor
Türkiye’de iki tip sera var. Biri klasik seralar, diğeri
topraksız tarım yapılan teknolojik seralar. Her ikisinin maliyeti farklı.
Antalya tipi de denilen klasik seralarda dekar maliyeti 40-60 bin TL arasında
değişiyor. Çelik konstrüksiyonlu seralar başlangıç maliyeti yüksek olsa da
30-40 yıl kullanılabiliyor. Sadece dış kaplama plastikleri 5-6 yılda bir
yenileniyor. Seralarda dekar başına 22 ton civarında domates elde ediliyor.
Seracıların hesabına göre yatırım dört yılda kendini amorti ediyor. Genelde
aileler bu tip seraları tercih ediyor.
Teknolojik modern seralarda ise durum çok farklı. Ciddi
sermaye gerektiren bir yatırım. En az 50 dekarla bu yatırıma girilmesi tavsiye
ediliyor. Büyük ölçekli seralar kuruluyor. Metrekare maliyeti ise yaklaşık
50-100 dolar arasında değişiyor. Teknolojik seraları daha çok sermayesi olan iş
insanları tercih ediyor ve 10 milyon TL ve üzeri fabrika büyüklüğünde
yatırımlar yapılıyor. Örneğin 50 dekarlık bir seranın maliyeti 2.5 milyon dolar
ile 5 milyon dolar arasında değişiyor. Günün 24 saati bakım gerektiren bu
seralarda işinin uzmanı mühendisler istihdam ediliyor. Teknolojik seralarda ortalama
100 kişi çalışıyor.
Ziraat Bankası’ndan
Sera Paketi
Ziraat Bankası, seralarda yapılan tarımsal üretimin
arttırılması, yeni seraların kurulması, atıl durumdaki seraların ekonomiye
kazandırılması ve mevcut seraların modernizasyonunu kapsayan yeni bir kredi
paketini Antalya’da açıkladı. Bankanın Genel Müdürü Hüseyin Aydın tarafından
açıklanan pakette çok özel kredi imkanları sağlandı.
Aydın paket ile ilgili şu bilgileri verdi: “Yeni sera
yapımlarında, yatırım harcamalarının azami yüzde 75’ine kadar kredi
kullandırılabilecek. Yatırım kredilerine, yatırımın geri dönüş süresine uygun
olarak yedi yıla kadar vadelendirilebilecek, geri ödeme dönemleri ve taksit
miktarları da gelir miktarına ve gelir elde etme dönemlerine göre belirlenecek.
Yeni yapılacak yatırımlarda yatırımın büyüklüğüne ve işletmeye geçiş süresine
bağlı olarak iki yıla kadar anapara ödemesiz dönem verilebilecek. Daha önce
kurulmuş ancak, herhangi bir nedenle üretim yapılmayan atıl durumdaki seraların
satın alınması ve bunların tadilatı ile modernizasyonu amacıyla da yeni sera
kurulumunda olduğu gibi uzun vadeli krediler kullandırılarak, üretime başlanıp
devam ettirilmesi için gerekli finansman sağlanacak. Mevcut seraların
onarılması, teknolojik altyapılarının güçlendirilmesi ve modernizasyonlarına
yönelik olarak da üreticilere orta ve uzun vadeli yatırım kredileri
kullandırılacak.
Diğer taraftan, başta Antalya olmak üzere farklı bölgelerde
yaşanan doğal afetlerden etkilenen seralarla ilgili krediler, üreticilerin
ödeme güçleri ve gelir elde etme dönemlerine uygun şekilde yeniden
vadelendirilecek. Ayrıca bu üreticiler ihtiyaç duymaları halinde, seralarını
yeniden kurmaları ya da onarmaları amacıyla, ödeme güçleri dahilinde ilave
kredi de kullanabilecekler. İndirimli faiz oranları ile üretici desteklenmeye
devam edilecek. Ziraat Bankası bu kapsamda, bir yıla kadar vadeli kredilere
yıllık yüzde 8; 1-4 yıl arası vadeli kredilere yüzde 10; dört yıldan uzun
vadeli kredilere ise yüzde 11 faiz oranı uygulamaktadır. Hazine ve Maliye
Bakanlığı’nın faiz desteği sonrasında üreticiler azami yüzde 8.25 faiz oranı
ile uzun vadeli kredi kullanarak yatırım yapma imkanı bulabilecekler. Yeni
kredi paketi 8 Şubat 2019 tarihinden itibaren uygulamaya alındı; dileyen
üreticiler Ziraat Bankası başvurularını yapabilirler.”
Geleceğin işi, balkon
serası kurmak
Balkonda sebze yetiştirmek artık hayal değil. Plastik
sektörü balkon seraları için gereken her malzemeyi sağlayabiliyor. Uygulamalar
hem çevreci hem de ekonomik. Maydanoz, dereotu, sarmısak, hatta domates, biber,
soğan bile yetiştirmek mümkün.
KENT yaşamının insanı doğadan uzaklaştıran olumsuz
koşullarını bir ölçüde hafifletmek isteyen insanların talebi balkon
seracılığının hızla büyümesini sağlıyor. Batılı ülkelerde yıllardan beri
kullanılan uygulamaları artık Türkiye pazarında da rahatça bulmak mümkün. Kullanılması
kolay malzemeler, yol ve yön gösteren rehberler, örnek alınabilecek başarılı
uygulamalar sayesinde siz de onlarca sebzeyi balkonunuzda yetiştirebilir,
bundan kazanç elde edebilirsiniz. İster hobi, ister sıra dışı bir girişim
olarak Güzel bir İş fikri